Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 21 days
Hayatın kimi anlarında prangalara bağlı olan vücudumuzu ve ruhumuzu daha çok acıtmaya başlıyor gerilen zincirler. Sırf bu yüzden yine kimi anlar geliyor hayattan soğumaya, ister istemez elimizi ayağımızı hayattan çekmeye başlıyoruz. Belki de bu kimi anlardan biri rastladım diye düşünüyorum. Bu güzel siteye uzun bir süre uğrayamamaış olmamın sebebini de buna bağlıyorum. Peki ya sizin zincirleriniz ne alemde sevgili dostlarım ve büyüklerim? Benimkiler çok gergin. Bir kitap incelemesinden böyle ayrıntılara yer vermek gereksiz, lafı çok uzatmadan asıl incelemeye (kendim hakkımda olan incelemeyi bırakıp) geçmek isterim. Şarkını Söylediğin Zaman, İnci Aral ile tanışma kitabım oldu. Kitabı okumam uzun sürdüğünden midir bilinmez fakat bende kitaba karşı bir bağlanma hissi ortaya çıktı. Bu hissi elbette ki kitap bitince daha da iyi anladım. Sizlerin de yabancı olmadığı bir duygudur bu; bir kitaba bağlanırsınız, kitabın bir gün biteceği düşüncesine katlanamaz hale gelirsiniz. Fakat kötü sondan da kaçamazsınız. Kitap bittiği gün içinizde acı bir boşlukta yaşamaya devam edersiniz. İşte bende de bu etkiyi gösterdi Şarkını Söylediğin Zaman. Kitap 80'li yıllardaki yaşanan bir aşkı anlatıyor. Fakat kitabın asıl zamanı ise günümüz. Bu tür anlatım teknikleri bana göre oldukça zordur. Zorluğu iki zamanı birden kontrol altına alabilmenin güç olmasından kaynaklanır. İnci Aral bu zorluğun altından usta bir şekilde kalkmış diyebilirim. Hem 80'li yılların o kasvetini hem de günümüzün boğuculuğunu gözler önüne sermiş. Üstelik hikayedeki geçmiş zamanlar gelip gidişler göze batmıyor, hikayenin devamlılığına uyarak devam ediyor. Kitapta dikkat çekilen bir konu da devrimcilik kavramı olmuş. Zamanında yanlış anlaşılan ve de yaşanılan devrimcilik kavramını de irdelemekten geri kalmamış Aral. Öyle ki, devrimcilik kavramının kavga dövüş ya da zorbalık ile alakasının olamayacağını dile getirmiş. Devrimciliğin önce zihinlerde başlaması gerektiğinin, aksi takdirde yanlış anlaşılmaya müsait bir kavram olduğunun da altını çizmiş. Bunu da kitaptaki Deniz karakterinin düşüncelerini temel alarak yapmış. Deniz'in de bir zamanlar - sözde- devrimci oluşu, zaman geçtikçe kendine devrimci diyenleri anlayamaması, bu yüzden de onlardan soğuması gibi durumlar da bunu kanıtlar nitelikte. Bu konu daha önce sitede de açıldı, asıl devrimcilik nedir diye. Devrimciliğin halkın genelde anladığı kavgalı dövüşlü kavramla uzaktan yakından alakası olmadığı, ilk devrimin zihinlerde olduğundan bahsedilmişti. Özellikle o gönderideki büyüklerime bu kitabı tavsiye ederim. Kitapta genel olarak hüküm sürdüren bir hüzün havası vardı. Özellikle bu etmen de kitabı bana sevdiren etmenlerden biri oldu. Bu elbette ki zevklerle ilgili bir durum. Ben şahsen bu tür kitapları çok severim, kitaba belli bir ağırlık kazandırır çünkü hüzün kavramı. Ayrıca kitapta işlenilen aşk kavramını da çok beğendim. Tanımlamak gerekirse, bir tür 'hüzün yaşanması gerekilen aşk' idi bu. Ayrıntısına girmeyeceğim kitabı okuyacak olanlar ne dediğimi anlayacaklardır. Bu, normal aşk kavramlarından farklı; bir bilinçli uzaklaşma isteği içeriyor. Bana soracak olursanız bu gerçekten çok hoş bir aşk kavramı. Aşkın kavramları da kişiden kişiye farklılık gösterdiği için bana hoş gelen bu kavram kimilerine çok saçma gelebilir. Aşkın bu kavramına da şahit olmanızı öneririm. Cihan ile Deniz'in aşk kavramından haberdar olmak için ve de bazı yanlış anlaşılmaların alternatif çözümlerini Aral'ın ağzından dinlemek istiyorsanız Şarkını Söylediğin Zaman'ı şiddetle öneririm.
Şarkını Söylediğin Zaman
Şarkını Söylediğin Zamanİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2011952 okunma
··
165 views
Bu yorum görüntülenemiyor
Anıl okurunun profil resmi
Eline sağlık Aykut Hocam, hoşgeldin aramıza.:)
Nympheutria okurunun profil resmi
Hoşbuldum hocam :)
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.