Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

288 syf.
8/10 puan verdi
İnsan iletişimin kökenine dair bu zorlu ve doğası gereği açık uçlu olan bir soruyu ele aldığı kitabında Tomasello, kendi deyişiyle sosyal-pragmatik dil edinimi kuramını öne sürmüştür. Kuram, çoğunlukla Geç dönem Wittgenstein ve Quine'da bulacağımızı türden bir bakış açısını, hem deneysel hem de kuramsal olarak konuya uyarlaması bakımından oldukça özgün bir yaklaşım öne sürüyor. Malum dilin kökenine dair yaklaşımlar, konuyu çoğunlukla onu Sapiens'e özgü çok yakın zamanlı ve herseyden önce sesli bir form bağlamında ele alır. Bu anlamda Tomasello, dilin kökenine dair arayışını öncelikle, primat atalarımızla paylaştığımız bir ortak izlek üzerinden geriye ilk insansı türlerine doğru bir okumayla varsıllaştırıyor. Onun iddiasına göre dilin kökeninde işbirliğine dayalı jestler bulunmaktadır. Bu anlamda Tomasello için dili aslında birlikte yaşama alışkanlığını edinen bir türün zaman içerisinde kendi bireysel maksatlılığını ortak maksatlılığa dönüştürmesi sayesinde bugünkü haline gelmiştir. Öyle ki o, birlikte yaşamak adına iletişimi doğuran üç temel güdü belirliyor. Bunlar sırasıyla; talep etmek, bilgilendirmek ve paylaşmaktır. Onun açısından bu güdülerin iletişimi doğrumasını sağlayan ise, birlikte yaşama alışkanlığının evrimsel bir sonucu olarak ortaya çıkan yinelemeli zihin okuma yeteneğidir. Kendi verdiği örnekler üzerinden anlatılırsa, Homo türüne bağlı bir birey kök toplamak adına, köklerin olduğu yana bakarak ve kök toplama eylemini taklit ederek yardım ister. Burada iletişimi mümkün kılan yakındaki kişilerin, bu görüntüsel jesti ortak bir kavramsal zemin üzerinden anlayabilmelidir. Tomasello, bu durumu daha açık kılmak adına, Dil Felsefesinin temel yapıtlarından biri olan, Quine'nın Sözcük ve Nesne'den sıklıkla alıntılanan bir örneği bize veriyor. Yabancı bir kültürle ilk defa temas kuran bir yabancının, ileride bir tavşan geçerken bir yerlinden duyduğu Gavagai sözcüğünün ne anlama geldiğine ilişkin sorgulamasında Quine, bu soruya bir yanıt verebilmemiz için, o yerliyle ortak bir deneyim alanını paylaşmamız gerektiğini söyler. Aksi taktirde, o sözcüğün anlamına dair tüm varsayımlarımız boşa çıkacaktır. Wittgenstein'ın dil oyunları ve yaşam biçimleri kavramı da benzer bir iddiayı öne sürer. Aynı biçimde Tomasello, iletişim kurmamızı sağlayan birtakım evrenseller olduğundan, bunların temelde birlikte işbirliği sonucu geliştirdiğimiz ortak eyleme biçimlerinden kaynaklandığını öne sürer. Dolayısıyla temel sorun bireysel amaçlılıktan, ortak amaçlılığa evrilen bir süreç içerisinde, ortak bir kavramsal çerçeve kurmaksızın iletişimin mümkün olamayacağıdır. Bunun için yapılması gereken ise, aslında tüm dilin bu eylemlilik alanıyla birlikte evrimselleşen jestler üzerinden kavranılmasıdır. Chomsky'in evrensel dilbilgisine de karşı olan Tomasello, bu anlamda belki biraz davranışçı bir model üzerinden dilsel uzlaşımların ortaya çıkma sürecini ele almıştır. Bir yerden sonra, en baştaki zorunluluk bağlamını aşan dil, belirli türden bir keyfiliğe doğru evrilir. Bu sayede ortak amaçlara, kavramsal zemine ve bilişsel yeteneklere bağlı olan dilbilgisi ortaya çıkacaktır. Bu dilbilgisinin mevcuttaki en temel hali ise anlatısaldır. Nitekim bu anlatısallık sayesinde, bir bebek halhazırda mevcut bir dile doğarak, onu edinebilir. Sonuç olarak, gayet iyi bir çeviriyle Türkçeleştirilmiş ve bir o kadar da iyi bir edisyondan geçmiş özgün bir yapıtla karşı karşıyayız. Kitap, dilin ve iletişimin kökeni gibi sorunla ilgilenenler açısında zihin açıcı bir okuma vaat ediyor.
İnsan İletişiminin Kökenleri
İnsan İletişiminin KökenleriMichael Tomasello · Metis Yayıncılık · 201751 okunma
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.