Gönderi
Öncelikle yazarı Fatih Kaplan'ı tebrik ediyorum. Elime aldığımda tamamen yerel tarihçilik mantığıyla yazılmış olduğunu düşündüğüm kitabı okumaya başladığımda fikirlerim oldukça değişti. Son sayfasını kapattığımda ise destansı fakat bir o kadar gerçek (maalesef gerçek) hayatların ağırlığı altında ezildikçe ezildim. Tarih bölümü mezunu olarak halihazırda aşina olduğum gerçekler roman olup ete kemiğe bürününce oldukça çarpıcı hale gelmiş yalan yok. Aslında bir an dahi unutulmaması gereken gerçekler yazık ki günlük hayatın koşuşturması içerisinde unutulabiliyor. Yazar doğup büyüdüğü toprakların gerçeklerini, o gerçeklerin yaşandığı döneme entegre edip sürükleyici bir eser ortaya çıkarmış. Elbette profesyonel edebiyat çevrelerince eleştirilecek noktalar olacaktır. Fakat bir okur olarak elini taşın altına sokup kendince sorumluluk almış ,araştırmalar yapmış yazarın özellikle kendi hemşehrilerince yüreklendirilmesinden yanayım. Erbaa'dan başlayıp Sarıkamış Cephesi'ndeki o vahim hadiselerin vuku bulduğu elem verici günlere uzanan bir roman...Cepheye koşarak giden Abdülkerim, Recep, Ömerler ve geri de kalan Gülüşan, Fatma ,Saliçler, evlatlar Ali ,Rıza ,İzzet ler ve niceleri üzerine düşeni korkusuzca yerine getirdiler...Vatan müdafaası için toprağa düşmüş mezarı dahi olmayan (olamayan) , vazife verilince ana, babalarını eş ve evlatlarını hiç düşünmeden arkada bırakan bütün vatan evlatlarına rahmet olsun...Öz vatanında parya yapılmaya çalışılmış vatan evlatlarının kanlarlarıyla yazılmış destanıdır bizim destanımız... ve kimsenin şüphesi olmasın ki o kanlar üzerine inşa edilen vatanın güneşi asla batmayacaktır. Okuyun okutturun. Özellikle sevgili Erbaalılara tavsiyemdir. Ben 2. kitap Kızıl Gül 2 'yi okumak için sabırsızlanıyorum. ... NOT: Okur yazar buluşmasında tanıştığım kitabın yazarından edindiğim bir doküman ise beni yerle yeksan etti...o doküman Abdülkerim ,Gülüşan ve minik Rıza'nın birlikte olduğu fotoğraftı!!!...Keyifli okumalar diliyorum...
·
53 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.