Gönderi

219 syf.
8/10 puan verdi
NURETTİN TOPÇU ÇAĞDAŞ BİR DERVİŞİN DÜNYASI İNCELEME
Kitap: Nurettin Topçu Çağdaş Bir Dervişin Dünyası Yazar: Emin Işık Yayınevi: Dergah Yayınları Tür: Biyografi Sayfa sayısı: 219 - KARAKTER ANALİZLERİ - Nurettin Topçu: Baş karakterdir.Küçükken mide rahatsızlığı olan, kitap okumayı çok seven, içe dönük kendi halinde bir çocuk.Gerçek adı Osman Nuridir.Ahlak felsefecisi, sosyologdur.Sanat tarihî, psikoloji ve estetik bölümlerinden de sertifikası vardır.Milliyetçi, alçakgönüllü,sadelikten yanadır. Hayrettin: Nurettin Topçu'nun ağabeyi. Babası vefat edince evin en büyük çocuğu olarak okulu bırakıp çalışmaya başlamıştır. Fatma Hanım: Nurettin Topçu'nun annesi.Ahmet Efendi onun ikinci eşidir. Ahmet Efendi: Nurettin Topçu'nun babası.İki oğlunu şehit vermiş,iflas etmiş biri.Fatma Hanım onun ikinci eşidir. Sırrı: Nurettin Topçu'nun ilkokuldaki sıra arkadaşı.Yakışıklı,şık giyinimlidir.Terzi bir hanımla evlidir. Massignon: Üstad ve arkeologdur.İslam hayranı ve Türk dostudur.Çok yönlü ve bilgilidir.İslam sanatlarıyla ilgilenip İslam uğruna eserler yazmıştır.Nurettin Topçu ona Türkçe dersleri vermiştir. Peter: Nurettin Topçu'nun üniversiteden en yakın Fransız arkadaşı.Alçak gönüllü,dost canlısı ve yardımseverdir.Dersleri dikkatle izleyip not tutardı. Remzi Oğuz Arık: Nurettin Topçu'nun gönlünde derin bir yere sahip olan kişi. Birinci Dünya Savaşı'na gönüllü olarak katılmıştır.Nurettin Topçu ile sohbetleri genelde ülke kalkınması hakkında olurdu ve bu konuda planlar kurarlardı. Fethiye Hanım: Nurettin Topçu'nun eski eşidir.2 yıl evli kalmışlardır. Hüseyin Avni Bey: Nurettin Topçu'nun babası Ahmet Efendi'nin ahbabı,aile dostu.Aynı zamanda Nurettin Topçu'nun eski eşi Fethiye Hanım'ın üvey babasıdır.Ciddi,bilgili,cesur ve vefâkâr biridir. Ferhunde Hanım: Hüseyin Avni Bey'in eşi.Aynı zamanda Nurettin Topçu'nun eski eşi Fethiye Hanım'ın annesidir. - ETKİLEYİCİ KISIMLAR - Nurettin Topçu üniversitenin sonunda tez yazısı yazmıştır. Yazdığı bu tez "Yılın En Başarılı Tezi"seçilince ödüle layık görülmüştür. Ödül olarak altın bir saat ya da Amerika veya Kuzey ülkelerinden birine seyahat etmesi fikri sunulmuştur fakat kendisinin seçmesini istemişlerdir.Nurettin Topçu ise bu ödülü reddederek şöyle bir cevap vermiştir: "Bunların hiçbirini istemiyorum.Sadece gönderdeki Türk bayrağının akşama kadar orada kalmasını istiyorum." demiştir.Bu hadiseden de onun ne kadar milliyetçi ve alçakgönüllü biri olduğunu rahatlıkla anlayabiliriz.
Nurettin Topçu
Nurettin TopçuEmin Işık · Dergâh Yayınları · 2019196 okunma
·
105 views
Delinin Divanı /Alıntılar okurunun profil resmi
Sofraya oturdular, Aziz Efendi Anlatmaya Başladı: "Avrupa uleması ile bizim ulemayı kıyaslıyorlar. Orada felsefe okurlar. Felsefe aklın şüphelerine cevap aramak ihtiyacından doğmuştur. Bir filozofun tamam dediği şeye, bir başkası hayır, tamam değil diyebilir ve karşı çıkabilir. Nitekim çıkıyorlar. Çünkü bakış açıları farklıdır. Felsefe şüphe üzerine kurulu olan farklı düşünce sistemleri- dir. Oysa insan sadece akıl sahibi değil, aynı zamanda kalp sahibidir. İnsanın kalbi güven ister, istikrar ve huzur ister. Ve böylece mutlu olmak ister. Aklın ihtiyacı ile kalbin ihtiyacı birbirinden farklıdır. Kalp inanmak ve imanın verdiği güvenle mutlu olmak ister. İnsanı mutluluğa götüren şey, kalbindeki imandır. İman olmadan, yakin olmaz, yakin olmadan da mutluluk olmaz. Aklın esas görevi, imana giden yolu açmaktır. Yoksa aklın durmadan değişen gelgitlerine ayak uydurmakla mutluluk elde edilemez. Ebedî ve değişmez haki- kati bulmak ve ona bağlanmak lazım. Herkesin aklı aynı olmadığ gibi, kendi aklımız da her zaman hep aynı akıl olarak kalmaz. Akıl aynı yerde durmaz, sürekli değişir ve gelişir. Biz kırk-elli yaşlarına geldiğimiz zaman, onbeş yaşındaki aklımızla düşünmeyiz. Çünkü onbeş yaşındaki aklımız, o yaşla birlikte bizi terk edip gitmiştir. O eski akıl, artık bize çok yabancı sayılır. O eski aklımızı zaten biz de pek beğenmeyiz. Bu kadar değişken olan bir şeyle ebedi ve değişmez olan hakikati nasıl bulacağız? Oysa kalbimiz, sabit ve değişmez hakikatlere bağlanma ihtiyacındadır. Bunu da bize ancak saf ve samimi bir iman sunabilir. Zaten iman, kalbin, her türlü şüpheden kurtulup, ebedî ve değişmez hakikate bağlanması demektir. İslam'da şüphe yoktur, şüpheyi kesinlikle reddederiz"
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.