Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

126 syf.
·
Puan vermedi
Özel bir insan olduğunu hisseden insanlar kendilerine hisler geliştiren romantiklerin kalbini gözetmeli ve kendilerine bağlanmalarına engel olmalılar, Lotte ve onun gibiler… Çünkü elinin altında sevgiyi bulabilmek kadar kutsanan ve farkındalık seviyesine gelen adam veya kadın, bunu yapamayan bir duygusalın kalbine girmeyecek nezaketi ve aklı gösterebilmeli. Bazen o kadar özel birisindir ki sadece birkaç kişi bunu bilse hem kendi yazgını hem de pek çoğununkini kurtarırsın. Çünkü sana olan bağlılıkların her biri özgürlüğünden biraz koparır. "...her şeyi kendimizle, kendimizi de herkesle karşılaştıracak şekilde yaratılmışız bir kere, bundan dolayı mutluluk ve hüznümüz bağlı olduğumuz şeylerden etkileniyor kuşkusuz.’’ diyor Goethe, karşısına çıktığımız insanların karşısına çıkacak insanlardan keskin bir çizgiyle ayrılan yanımız varsa belki de bunu kendimize saklayacak yüreklilikte olmalıyız. Kendimizi tam yaşamak, Lotte gibi gittiğimiz her yerde ışık saçan olmak, harika elbette. Fakat bazen kalbine girdiklerimiz ama kalbimize almadıklarımız, bizi beklemeye karar verdiklerini bize ilettikleri anda, yavaşça ışığımızı alırlar aslında. Werther ölmeden, Lotte’nin de hayat coşkusunun büyük bir kısmını öldürecek kadar bencildi aslında. Aşık insan bencildir zaten. Kendimiz için aşık oluruz. Dünyada hayranlık duyabildiğimiz birini bulmak istemek ve bizi iyileştiren ‘’birine sevgi duyma’’ durumunu tatmayı düşlemek, tamamen bencil isteklerdir. Birine duyulan aşk, sana duyulmasını istediğin aşkı ve beraberinde yücelme ihtiyacını ve motivasyonunu getirir. Kârlı olan her zaman aşık kişidir, bunun bilincindeyse. Aşkını içinde yaşayan veya aşık olduğuna bunu ifade ederken dikkatli olan insandan daha yücesi yoktur. Birine aşık olup da o insandan beklenen karşılığı alamama durumunda o insanı vicdanıyla sınamak nasıl birine yakışır? Werther neden tercih edilmemiştir? Tutkusunu ve hayranlığını abartıyla yaşama arzusundaki zehir elbet bir kadın tarafından rahatlıkla sezilir. Herkes sezdiği olumsuz enerjinin ne olduğunu kelimelere dökecek yetkinlikte değildir. Fakat sezgiler, sezgiler biz bir şey yapsak da yapmasak da gelişir. Bunu anlayacak seviyeye bir kadının sezgileri elbet gelir. Bir aşığın sevgisi, onu ne kadar sık ifade ettiğiyle veyahut sevgisi için kendi canını almasıyla ölçülmemeli. Öyle seversin ki, elinden gelenin sadece ona uzak olup ruhunu, bedenini, hayatını ve çevreni yüceltmek olması gerektiğini fark edecek kadar çözüm aramışsındır kavuşmanıza. Her sevgi ifade edilmemelidir. Sevdiğini kaybetmekten gerçekten korkan insan, sevdiği insanın sevebileceği biri olana dek susar ve onun gözünde küçük düşmemeyi işte bu kadar önemser. Belki de Werther aşırılıklarını kendi içinde yaşayabilecek kadar kendini aşmış olsa ve kendi büyüleyici, cezbedici hayatını oluştursa idi, Lotte onu seçecekti. Tıpkı Albert gibi, ağırbaşlılıkla sevmek, talepkâr olmadan ve sürekli duygularını ifade etmeye gereksinim duymadan sevmek gerekir… İfade edilen her duygu, karşılık beklentisini çağrıştırır. Her karşılık beklentisi ise kişiyi biraz daha korkutur, uzaklaştırır. Bazen sevdiğimiz ama bizi sevmeyen insanlar, her ne kadar üstte ‘’bizi sevme ihtimalleri yoksa bizden uzak durmaları’’ tavsiyesi verildiyse de kendilerine, bizi sevebilip sevemeyeceklerinden emin olmak adına bize yakın dururlar bir süre. Bu süre, bizleri kendilerine aşık ettikleri süredir. O sürede yapılabilecek en akıllıca şey (duygularının tatmin edilmesini isteyen insan aklını başında tutmaya devam edecek kadar bunu istemelidir), talepkâr olmadan o insana zenginleştiğimizi göstermektir. Ruhen zenginleşirken, çevremizi de zenginleştirdiğimizi, kayıplarımızda payı kendimizde görebildiğimizi, yitirilen sevgiliye okunmayacak ah’ımızı kanıtlamamız gerekir.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
·
94 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.