Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
anlayan kişi aynı zamanda sever, farkına varır, görür.
İnsan eylemlerinin tümü öğrenim gerektirir. Eğer sevgi de eyleme dönüşecekse, beraberinde bilgi ve çabaya gereksinim vardır. Yok artık duyguları nasıl yaşayacağımızı da mı öğreneceğiz diye bir çıkış yapacakken, sevginin neden olduğu aşk acısı, ayrılık, nefret, şiddet vb. olaylara baktığımızda galiba sevmeyi çok bilmediğimiz ya da hiç anlamadığımız gerçeğiyle karşılaşıyoruz. Çoğumuz kendi sevgimizden ziyade, bu sevginin karşı taraftaki yansımalarıyla ve bize geri dönüşüyle ilgileniyoruz. Yani hisle değil onun somutlaşmasıyla ilgileniyoruz galiba. Bunun en büyük sebeplerinden biri bizim toplumla aynı olmaya çalışmamız, insanlar nasıl seviyorsa öyle sevmek, nasıl seviliyorlarsa öyle sevilmek istememiz, yalnızlıktan, toplumdan ayrı kalmaktan korkmamız diyor yazarımız. Aynı değiliz ama tekdüzeleşmiş hayatlarda insanın birey olduğunu hatırlaması çok zor hale geliyor. Bu aynılıktan bahsederken tabi ki toplumsal güzellik standartları, bunların sürekli değişmesi, toplumsal roller, beklentiler vs de kitapta kendine bolca yer buluyor. Kitapta kardeş sevgisinde, tanrı sevgisine kadar sevgi türlerinden de bahsediliyor, en sağlıklı sevgi için "anne sevgisi" örneği var, çünkü yazarımıza göre anneler çocuklarının mutlu olmasını amaçlarlar, koşulsuz bir şekilde ihtiyaçlarını karşılarlar(her anne böyle midir, tartışılır). Sağlıklı sevgi de böyle olmalıdır karşındakini olduğu haliyle kabul etmek ve senin istediğin bir kişi olmasını değil onun mutluluğunu öncelemektir, iyiliğini istemektir kısaca. Sevmek hassasiyet ve duyarlılık gerektiren bir sanattır, hayal ettiklerimizle ya da kendi kendimize kurguladıklarımızla değil, karşımızdaki insanların gerçekliğiyle ilgilidir. Severken kendimizi değil, karşımızdakini düşünmemiz gerekir, bu sebeple kendisiyle problemi olanlar tam olarak sevemez, sevse bile bunu doğru yansıtamaz diyor yazarımız. "Kendini sevme"ye veba ve narsisizm ya da bencillik diyen isimleri de eleştiriyor. Yaşayabilmenin temeline kendini sevme'yi, bunun temeline de kendini anlamayı yerleştiriyor. Çünkü kendini anlayan insan birey olduğunu, birey olduğunu anlayan insan her insanın birey olduğunu anlayabilir. Buradan da anlama olmazsa bencillik, olursa duyguları yaşayabilme yeteneği gibi bir şey oluştuğu sonucuna ulaşıyoruz. Ekler kısmından Fromm'dan şöyle bir alıntı var :"...anne ve babamın çocuğu olmak elbette ki gelişimim üzerinde olumlu bir etki bırakmadı ama yıllar içinde hasarı tamir edebilmek için elimden geleni yaptım." Çünkü her insan değişebilir ve gelişebilir, yeter ki bunun olması gerektiğinin farkına varsın. Çok güzel kitap, uygulayabilirsem süper bi insan olma listemde bi tık yükselebilirim. :)
Sevme Sanatı
Sevme SanatıErich Fromm · Say Yayınları · 202018,5bin okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.