Gönderi

ANNE KOKUSU .... Ciğerinden bir parça sökülüyordu sanki... Damadı onu tekerlekli sandelyesiyle merdivenlerden indirirken, biricik kızı Buket, - "Evimin huzuru için anne... Yoksa seni gönderir miyim Huzurevine?... Ne olur gönül koyma... Her hafta seni görmeye muhakkak geleceğim... Anla beni ne olur yoksa ailem dağılacak "-demişti gözyaşlarıyla... Şaheste hanım, evin kenarında duran bir yığın açmış papatyalara baktı... Ne de çok severdi onlarla ilgilenmeyi. -" Son bir kez koklayım kızım -" dediğinde, damadı terslemiş ve huzur evinin müdürünün kendilerini beklediğini söylemişti... Buket ise yine gözyaşlarıyla, -" Anne papatyalar kokmaz ki zaten... Ne olur zorlaştırma... Yüreğim yanıyor-" demişti... Kocası artık annesiyle aynı evde yaşamasını sorun etmeseydi hiç annesini bırakır mıydı huzur evine?.. Boşanmayı bile düşünmüş, fakat çocuklarının babasız kakmasına da gönlü razı olmamıştı... Annesi evin avlusundan çıkarken, küçük kızına sarıldı hıçkıra hıçkıra... Daha ilk akşam Şaheste hanım dayanamamıştı bu yalnızlığa... Kızını aradı. Ve sesini duymak istedi... - "Üzülme kızım. Ne olacak sanki? Bak burada yeni arkadaşlar edindim... Oda arkadaşım var... Mızıka çalıyor bana... Ben de onu dinliyorum... Burada çok mutluyum... -" dediğinde bomboş odaya bakıp kızına içinin rahat olması için bir beyaz yalan söylediğini hissettirmemeye çalışıyordu... Öyle yalnızlık, çaresizlik ve korku hissediyordu ki içinde. Bir hafta sonra eşinin işi dolayısıyla, yurtdışındaki evlerine gitmek zorunda kaldıklarında annesinin yanına uğramış, hiç istemediği bir şeyi kendisine yaşattığı için defalarca özür dilemişti... Ailesi ve annesi arasında bir tercih yapmak içini paramparça etmişti Buket hanımın... Ve yine gözyaşlarıyla ayrıldılar... - "Hakkını helal et kızım. Gidip dönmemek, dönüp bulmamak var -" diyen annesini bırakmak hiç kolay olmamıştı.... Ve bir ay boyunca Amerika' da kalmışlardı... Annesi burnunda tütüyordu... Havaalanından eve uğramadan direkt huzurevine gitti... Kendisini karşılayan müdür beyin biraz endişeli olduğunu görünce ters giden bir şeyler olduğunu anladı... Sonra müdür bey yutkunarak konuşmaya başladı. -"Son görüşmenizden hemen sonra kalp krizi geçirdi... Müdahale edildi ama kurtaramadık efendim... Size ne kadar ulaşmak istesem de başarılı olamadım... Bir gün önce defnetmek zorunda kaldık annenizin cenazesini-" dediğinde baygınlık geçirip olduğu yere yığılmıştı Buket hanım... Ve ayıldığında feryadı bütün binada yankılanmıştı adeta... Tam bir ay kendisine gösterilen, annesinin yattığı mezara gidip gözyaşlarıyla dua etmekle geçmişti... Çok sevdiği papatyaları annesinin vasiyeti olarak mezarına dikmişti... Bir gün postacı kapılarını çalıp, üzerinde annesinin isminin olduğu bir mektup bıraktığında ise önce şaşırmış sonrada yüreği titremişti... Annesinin ölmeden hemen önce o günkü tarihe postaladığı bir mektuptu bu... Mektubu açtığın da ise şu satırları okudu: -"Bahçedeki o güzel papatyaları kopar birtanem... Şimdi tam sırası çünkü... Ve kopardıktan sonra koklamayı unutma olur mu?" - Büyük bir şaşkınlık, heyecan ve gözyaşlarıyla gidip kopardı önce papatyaları. Burnuna götürdüğünde öyle güzel bir koku duymuştu ki... Annesinin mi, yoksa papatyaların kokusu muydu bu kokladığı karar verememişti o an... Birden ikinci bir mektubun olduğunu gördü zarfta. O mektupta ise şöyle yazıyordu:-" Papatyalar koparıldıktan sonra kokarlarmış kızım... Sahi bir ölüm bu kadar güzel kokabilirmi?... Eminim pişmanlıklar içinde annenin ne kadar güzel koktuğunu düşünmüşsündür şimdi. Kokumu bile özlemişsindir eminim... Çünkü annem öldüğünden beri benim burnumdan kokusu hiç gitmemişti... Huzur evine beni kimsesiz bıraktığın için yaşadığım hayal kırıklığını böyle anlatmak istedim sana... Öldüm kızım... Siz olmadan ben yaşıyor sayılmam ki... Ama kırgın değilim... Eğer ki pişmansan huzur evindeki odamda seni bekliyorum... Bu oyun için beni affet... ANNEN ŞAHESTE - " On dakika sonra hıçkırıklarla odası açılmıştı Şaheste hanımın. -" Annem canım annem... Güzel kokulu annem... Ne olur affet beni - "diyen ve kendisine sıkı sıkıya sarılan kızının saçlarını okşuyordu Şaheste hanım... -" Bir anne kuzusunu nasıl affetmez ki derken ikisinin de gözyaşları birbirlerinin yanaklarını ıslatmıştı... O an Buket hanımın elinde olan bir demet koparılmış papatya anne kokusuyla ne güzel uyum oluşturmuştu odada... Sevdiklerimizin güzel koktuğunu anlayabilmek için ölmesini beklemeyelim... Hayattalarken kıymetlerini bilelim....
·
78 views
Ahmet Kazan okurunun profil resmi
Bugün annemi çok arıyorum genç yaşta hayata veda etti. 6 yılı geçti hep arıyorum yalnızlık içinde 😔
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.