Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
İnsan hafızası unutmak ile sakattır, demişler. Bu sebeple, ben genelde, incelemeleri en çok kendim için yazarım, ileride okuduklarımı hatırlayamadığımda kilit noktaları görebilmek, okurken hissettiklerimi tekrardan yaşayabilmek için. Ama bu sefer bu incelemenin sizler için de faydalı olacağını düşünüyorum. Öncelikle, bence kitabın yazıldığı dönem ve coğrafya açısından okura arka kapakta 5-6 cümle verilmesi, bu kadar popüler bir hikayenin okurları tarafından daha rahat anlaşılmasını sağlayacak ve halihazırda sevilen bu öykünün daha da çok sevilmesine yol açacaktır. Bu doğrultuda, ben kendi bilgilerimi ve kitaptaki olayları birleştirmek suretiyle yaptığım çıkarımlardan bahsedeceğim. Hikayenin geçtiği ülke Amerika’nın keşfedilmesinin ardından İspanya tarafından sömürge altına alınan bir ülke. Amerika’nın bağımsızlığını ilan etmesi, akabinde gerçekleşen Fransız İhtilali sömürge altındaki birçok ülkede, akıllara bağımsızlık düşüncesini sokuyor ve bu düşünceyi güçlendiriyor. Kolombiya da bunlardan biri ve bağımsızlık mücadelesi zaferle sonuçlanarak adını da burayı keşfeden Christopher Colomb’tan alıyor. Ülke cumhuriyetle yönetiliyor ve liberaller ve muhafazakarlar olmak üzere iki parti ortaya çıkıyor. Her zaman olduğu gibi bu iki grup arasında büyük bir çatışma çıkıyor ve bu da zaten büyük iç karışıklıklara yol açıyor. Kitapta albay, cumhuriyeti korumak için mücadale etmiş, sonucunda cumhuriyet muhafaza edilmiş fakat kendisine bu emekleri çabası karşılığında aylık bağlanmayan bir emekli asker. “Hep aynı hikaye, bu bir sadaka değil, bize lütufta bulunmuyorlar. Cumhuriyeti korumak için belimizi kırdık.” Albay, 15 yıl boyunca kendisine emekli aylığının bağlanmasını umuyor ve bunun haberinin de kitaba adını vermiş mektupla gelmesini bekliyor. Mektup; albayın sabrını, umutlarını, hayal kırıklıklarını simgeliyor. Bu açıdan bence isim seçimi çok yerinde olmuş. “Partili arkadaşları öldürüldüğünden ya da kasabadan sürüldüğünden ve albay her cuma postayı beklemekten başka bir uğraşı olmayan bir adama dönüştüğünden beri tek sığınağı orasıydı.” Albayın mektubu beklediği esnada, ülke muhafazakarlar tarafından yönetiliyor ve albayın oğlu da muhalif ve özgürlükçü grupta. Aslında bakarsanız öykü de albayın mektubu beklerken başından geçenleri ve bu siyasi olayları konu alıyor. Her ne kadar siyasi olaylar bir tarihi anekdot şeklinde verilmese de diktatörlük rejimi, baskı, halkın açlığı dolayısıyla o kasvetli hava fazlasıyla hissettiriliyor, yazar da esasında bu duruma bir eleştiride bulunuyor. Horoza gelince, horoz da aslında yazarın bu eleştirisindeki alaycılığın resmi. Bu sebeple, fikrimce kitabın arka kapağındaki ‘’buruk bir alaycılık’’ nitelemesi öyküye cuk oturuyor. Burada dikkat çeken öteki mesele de albayın kişiliğindeki değişimler, yılların etkisi ve nihayetinde tepkisi. Albayın belki de ilk tepkisi zaten kitabın da son cümlesi oluyor ve 75 yılın son cümlesi karısının sorduğu bir soru üzerine şu oluveriyor: “Elinin Körü.”
Albaya Mektup Yok
Albaya Mektup YokGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20208,5bin okunma
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.