Yağmur ahmakları ıslatıyordu. İnsanlar da gerçekten ahmaktı! Yollar, sokaklar boyunca kendilerini sellere kaptırmışlardı. Gökten düşen damlalar kentin kirini pasını alıp götürmek hırsındaydı. Yine de insanlar koşuşmadan, telaşsız yürüyorlardı. Yağmur göklerden avuntular yağdırıyordu. İnce ince, tekdüze. Sessizce... Bir sevgili elinin hafif dokunuşları gibi...
Ben de görünmeyen gölgemi peşime takmış ne olduğunu bilmediğim bir şeyleri aramaya çıkmıştım. Yağmur damlaları yüzüme her düşüşünde eski anılarım canlanıyordu.