Gönderi

169 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
"İnebolu gördüğüm ilk Anadolu kasabası. Anadolu köylü kadınını da ilkönce burda gördüm. Pazar yerinde gördüm onu. Sırtındaki odun yükünü indirmeden çömelmişti duvarın dibine. Kabuğundan çıkmış kocaman iki kaplumbağaya benzeyen ayaklarını gördüm. Ellerini gördüm: Odun yükünün urganını tutan mübarek elleri baltanın sapındaymışlar gibi öfkeli, beşik sallıyormuş gibi sabırlı ve şefkatliydiler." Nazım Hikmet'i bir bütün olarak tanıyabilmek için şiirleri kadar romanları da okunmalı. Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim de iyi bir başlangıç romanı olabilir, onu daha iyi anlamak için. Çünkü bu kitap, onun hayatını bilenler için, çeşitli karakterlerin hayatına gizlenmiş bir otobiyografi özelliği taşır. Nazım Hikmet'in 1962'de kaleme aldığı eser, Fransa ve SSCB’de, belki içeriği ile daha uyumlu olduğundan, “Romantika” adıyla yayınlanmıştır. Okuyunca göreceğiz ki çokça kullandığı bir leitmotivdir. Roman oldukça farklı bir tarzda, tabii kaçınılmaz olarak şiirsel bir dille anlatılmış. Zamanlar arasındaki geçişler ve bu geçişlerdeki konuların birbirine bağlamlasındaki uyum mükemmel. Bu uyumu çeşitli mekanlarda, çeşitli nedenlerle duvarlara atılan çentiklerle aktarmış. Roman TKP üyesi olan Ahmet'in İzmir'e gizlenmesiyle başlıyor. Bu gizlenme dönemindeki süreçte üniversite yılları, Anuşka, Moskova, Bursa, Bolu, Milli Mücadele'ye destek için gittiği Anadolu olmak üzere çeşitli anılara yolculuklar başlar. Bu anlatımlardan Ahmet'in aslında Nazım olduğunu anlarız ve Anuşka, İsmail, Neriman, Kerim hepsi gerçek hayatta, onun yoluna yoldaş olmuş gerçek kişiler aslında. Ahmet ve İsmail'in yaşamları, çektiği acılar onun yaşamından kesitler sunuyor. Peki bu çekilen çileler neden? Hepsi daha iyi bir yaşam için. Çünkü; "Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim!". "Anasız, babasız gurbet illerde" (kalan Anadolu'yu), cepheye giden İstanbullu, İzmirli yedek subaylarıyla, köy odalarında ölen yaralı çocuklarıyla ve Çamlıbellerinde Köroğlu kaleleri ve karabasanı ve çatlak toprağıyla, bir kıyısından bir kıyısına, bir daha dolaştım. Dayanılır gibi değil acıya, Allah kahretsin!askerleriyle, kocalarını sırtlarında taşıyıp dereyi geçen kadınları ve Kastamonu kerhanelerindeki frengili kahpeleriyle, sümüklü, bitli, yalınayak, başıkabak çocuklarıyla ve Çamlıbellerinde Köroğlu kaleleri ve karabasanı ve çatlak toprağıyla, bir kıyısından bir kıyısına, bir daha dolaştım. Dayanılır gibi değil acıya, Allah kahretsin!
Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim
Yaşamak Güzel Şey Be KardeşimNazım Hikmet Ran · Yapı Kredi Yayınları · 20173,383 okunma
·
30 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.