Gönderi

336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
#okudumbitti
Bu İspanyollar işini biliyor. Beyin yakan işlere imza atmakta üstlerine yok. Yakından takip edenlerin malumu olduğu üzere izlediğim dizi ve filmlerin çoğu İspanyol yapımı. Carlos Ruiz Zafón’dan sonra aşina olduğum İspanyol edebiyatı ise farklı kategorilerde yine beğenimi kazanmaya devam ediyor. Hayranlıkla okuduğum İskandinav polisiyesine, bir de İspanyanın dedektifleri eklendi. Vaka analizi diye ayrı bir birim olduğunu bilmiyordum mesela. Şöyle bir yazı var kitapta çok hoşuma gitti. “Cinayet masası köyün rahipleriyse, Vaka analistleri Vatikan’ın kardinalleridir.” :)) Babası çingene olan Susana’nın düğününe birkaç gün kalmıştır. Arkadaşlarının düzenlediği bekarlığa veda partisinden sonra garip bir şekilde ortadan kaybolur. Birkaç gün sonra cesedi bir parkta bulunur. Dehşet verici bir ritüelle işkenceye uğradığı yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkar. (Bu kısmı mide bulandırıcı bulanlar olmuş. Daha beterlerini okumuştum o yüzden beni etkilemedi.) Ama asıl sorun şudur ki; Susana’nın ablası Lara’da 7 yıl önce evlenme arifesindeyken aynı ritüel ve işkenceyle öldürülmüştür. Fakat gelin görün ki Lara’nın katili hapistedir. Peki kimdir bu iki kız kardeşe canice kıyan? Katil aynı kişiyse hapiste yatan masum birimidir? Yoksa kimsenin aklına gelmeyecek bambaşka biri mi? Dedektif Elena ve ekibi katili bulabilmek için iki dosyayı birleştirip ipuçlarının peşine düşerler. İlk başlarda kitabın en büyük klişesinin “sorunlu bir dedektif” imajı olduğunu düşünmüştüm. Bazı yerlerde gözlerimi bile devirmiş olabilirim, itiraf edeyim. Lakin bölümler ilerledikçe yanıldığımı anladım. Dedektifin yaşadığı durumla olay örgüsünün bağlantısını sevdim Kısacası kahveme eşlik eden keyifli bir okuma oldu.
Çingene Gelin
Çingene GelinCarmen Mola · Epsilon Yayınevi · 2021167 okunma
··
244 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.