Yine açlık, adaletsizlik, ayrılıklar, ölümler, savaşlar... Tek kelimeyle ve bütün ağırlığıyla; sefillik. Bu yapıtın kalıcılığını sağlayan birçok etken olduğu ve zaten yıllardır övüldüğü için içeriğine çok az gireceğim. Zamanında içlerinden geleni katran karalara bulaştırmadan anlatan bir yazar nesli varmış ki yapıtlarında çığlıklarının ayyuka çıktığını görüyoruz. İnsanın değiştiğini, tıpkı hayvanlar gibi evcilleştirildiğini satır aralarına gizlemeden anlatmışlar. Onlara kulak vermemiz, tepkilerimizin tüylü bir evcil muhabbet kuşunkine eş olmasından sakınmamız gereken yüzyılda hâlâ körüz. Hâlâ arkasında olan gölgeyi gözardı edip bize vuran sopaya sinirleniyoruz. Avuçlarda sıkılıp bir kafese atılsak bile öğrenilmiş çaresizlikle bize söyleneni tekrarlıyoruz. Yeter ki yemimiz suyumuz verilsin bize vuran sopalar silsilesine de cici kuş deriz. Her satırı yaşanmışlık havası veren, okuru kendi dünyasından asla çıkarmayan çok az kitap vardır. Bittiğinde başa dönüp karakterlerin girişini tekrar okumanızı tavsiye ederim. Karakter dönüşümünü net bir şekilde görebileceksiniz. Başkahramanımız, Jean Valjean. Nerede aç insan varsa, orada olur. Kendi elini göremediği karanlık ormanlarda bile bir çocuğun çığlığında, bir annenin düşüşünde, bir emekçinin yanındadır. Sahip olduğu franklarla 'ben' çevresinde dolaşmayan, insanlıkla bağlantısını koparmayan bir karakter. Geçmişi yokken bile var olan, varken bile yaşamayan... Büyüleyiciydi. Victor Hugo, sefillerin her insan icin olduğunu söylemiş. Sanat, politika, yoksulluk, savaşlar hakkında sayfalarca nutuk atan karakterlerin 2 dakika bölük pörçük bile konuşamayacak, sefaleti sadece filmlerde gören insanların bazılarına üzülerek fazla geldiği kanısındaydım. Bittiğinde fikrim değişmeseydi boşuna okumuş olurdum. "İster İtalyan ister Fransız olalım sefalet hepimizi ilgilendiriyor." 》Victor Hugo

Sefiller (2 Cilt Takım)Victor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202487.7k okunma

·

47 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ayşe Sönmez