Gönderi

200 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
1940'lar; Fransa'da Direniş hareketi
II. Dünya Savaşı yıllarında, işgal altındaki Paris'te faşizme karşı verilen Direniş mücadelesinin liderlerinden Misak Manuşyan'ın yaşam öyküsünü eşi Melinee Manuşyan anlatmış. Süslemeden, abartmadan, tüm doğallığıyla… Ben sevdim. Bir kardeşi dışındaki tüm ailesini 1915 tehcirinde kaybetmiş, Suriye yetimhanelerinde geçen uzun yıllar sonrası Marsilya’ya kapağı atmayı başarmış genç Manuşyan’ın hayallerini aslında edebiyat süslemiş. Küçük yaşlarından itibaren şiir yazan, para kazanmak için yaptığı marangozluğun yanında yıllarca Fransa’da çıkardığı küçük edebiyat dergisinin peşinden tutku ile koşan Manuşyan Alman işgali sonrası Direniş hareketine katılınca, elindeki kalemin yerini silah almış. Devir, Nazilere, işbirlikçilerine ve tüm faşistlere isyan devri. Aynı zamanda ezilen işçi sınıfının yükselen komünizmin desteğiyle sesini duyurması dönemi. Hem ezilen sınıftan olan, hem de acılı geçmişinden dolayı faşizmden nefret eden Manuşyan ve arkadaşları önce göçmen MOI hareketi, sonrasında da Fransız Komünist Partisi ile birleşerek FTP-MOI hareketi altında nazilere karşı mücadelede ses getiren suikastler ve sabotajlar yaparlar. 1944’te yakalanan bu “23’ler grubu” uzun bir sorgulama, işkence ve yargı süreci sonrası, savaşın bitimine az süre kala kurşuna dizilirler. Farklı kökenlerden bir dolu genci böyle tehlikeli bir serüvende bir araya gelmeye ikna eden ne derseniz, Manuşyan bunu şöyle tanımlamış: “Yahudiler, onları toptan ortadan kaldırmak isteyen Nazi barbarlığına karşı kendilerini savunduklarını; Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında Almanların onayıyla katledilmiş halklarının özgürlüğünü korumak için savaştıklarını; İspanyollar, ülkelerinde ortalığı kasıp kavuran faşizme karşı çarpıştıklarını; İtalyanlar, Hitler’in müttefiki Mussolini tarafından kovuldukları memleketlerine dönebilmek amacıyla silaha sarıldıklarını; Polonyalılar, Hitler’in haritadan sildiği vatanlarının yok olmaması için mücadele ettiklerini belirttiler. Hepsi de, işgalci Nazilere karşı halklarıyla omuz omuza savaşırken, kendilerine kucak açmış olan Fransa’ya karşı görevlerini yerine getirdiklerini söylerler.” Direniş tarihi, o bizler gibi sıradan bireylerin çileden çıkıp büyük bir cesaretle kalkıştıkları kahramanlıklar ilginizi çekerse bu kitabı da seversiniz. Kendisi de eşi gibi tehcir mağduru olan ve yetimhanelerde büyüyen Melinee Manuşyan Fransa’da dönemin ortamını çok güzel, bir film tadında anlatmış. Ben, sadece Nazilerin bu direnişçileri yakalamak için astıkları “Kızıl Afiş”ten bir paragrafa dikkat çekeceğim: “Fransızlar yağmalıyor, çalıyor, sabote ediyor ve öldürüyorsa eğer, emirleri verenler daima yabancılar, infazları gerçekleştirenler daima işsizler ve profesyonel katiller, onlara bu fikirleri aşılayanlar daima Yahudiler.” Faşizmin, işler istediği gibi gitmediğinde hep yeni bir düşman yaratma ve gündem değiştirme çabası her dönem ne kadar tanıdık, değil mi?
Manuşyan
ManuşyanMélinée Manouchian · Aras Yayınları · 201826 okunma
··
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.