Deli miyim neyim bilmem... Yahu Emine'ciğim kitap okuyorsun kitap! kurgu..hikâye.. Yok ! ne dediysem dinletemedim kendimi kendime. Garip garip haller. Bi' ağlamalar, bi' iç çekmeler, bi' dalıp dalıp gitmeler. Gülmeler, kahkahalar, bağıra bağıra şarkı söylemeler... Bi' nabız yükselmeleri, bi' kalp sızıları bilmem daha neler neler.. Eyyy Ayfer Tunç her kitabında neden yapıyorsun buna bana ?
Ahhh Osman ahhh ! Ne demeli senin için ne yazmalı? Beni çok öfkelendirdin. Kızdım sana saydım sövdüm. O koca kafanı kırmak istedim. İstedim ama döndüm başını aldım koydum omzuma saçlarını okşadım, annene olan özlemini gidermek istedim. Ellerini aldım öptüm öptüm, Şebnem'de aradığın sevgiyi aşkı yaşamak istedim seninle. Kıyamadım sana be Osman hiç kıyamadım...
Bu hikâyede seni suçlamak çok kolay hatta en kolayı. Yeteneksiz Osman, tembel Osman, büyük burunlu, çalışmayı sevmeyen, bencil, serseri mayın, korkak Osman !.. Ama neden diye sormalı.. Neden ???
Aile olabilmeyi yine o kadar ince ince işlemiş ki Ayfer Tunç. Baba.. bir baba düşünün ki otoriter dediğim dedik baskıcı. Tüm ev halkının hayatını baskılamış kontrol altına almış. Bu baskıyla büyüyen Osman kendi hayatını asla kontrol edememiş. Korku.. evet tüm hayatını mahveden korku duygusu babası yüzünden başlamış onu ele geçirmiş. Hayalleri vardı olmaz mı hiç? Hemde sonsuz hayalleri ama bunları gerçekleştirecek gücü asla olmadı. Korkuları hayallerini hep erteletti. Her çıkmaz sokakta kabuğuna çekildi. Görmezdeeen duymazdaaan geldi. Korkuyordu ben yapamam baş edememciydi.
Ailesinden görmediği sevgiyi şefkati Şebnem'de aradı. Buldu da aslında ama sevmeyide başaramadı. Çünkü hiç sevilmedi sevmedi. Yetişkin olmuş ama büyüyememiş hep çocuk kalmış bir ıssız adam Osman.
Çok kızdım evet.. Ama çok da sevdim seni ben be Osman..
" Ama ben yıllardır sevmekten bucak bucak kaçıyorum. Yarım kalır çünkü sevmek." Kalmasın artık lütfen hiçbir sevgi yarım kalmasın ! sarılalım sımsıkı bırakmayalım.
Sevgi varsa güzel bu dünya... yoksa çöp !