Geniş adımlarıma dayanmıyor yolların uzunluğu.
Nereye gitsem ki içimdeki bu cehennemle
Hangi göksel Hoffman
tasarlayabilir seni, olmaz olası?!
Sokaklar daralıyor sevinç fırtınasından.
Bayram dışarı salıyor eğlenenleri boyuna.
Dalmış gitmişim.
Katılaşmış ve sayrı düşünceler sızıyor,
o kan pıhtıları sızıyor kafatasından.
Ben
yaratanım ya bayram eden her şeyi,
paylaşacak kimsem yok bu günü, bu bayramı.
Sırtüstü devTİlsem de
çatır çatır kırsam Nevski’nin kaldırımlarında kafamı.
Küfür işledim işte.
Tanrı yok diye uludum.
Ama kızgın uçurumlardan Tanrı
bir kadın çıkardı, tir tir titreten bir kadın
karcısında dağlan.
verdi bana, bildirdi buyruğunu :
sev bunu!
Tanrı memnun kendinden yana.
Gök altında, dik bir tepede,
sönüyor yabanıl, soluk bir adam.
Tanrı ellerini oğuşturuyor,
bekle diyor bana,
dur hele, Vladimir!
Odur o, ta kendisi. /
kim olduğunu bilmeyesin diye sen
odur tasarlayan gerçek bir koca vermeyi sana,
piyanoyu insansı ezgilerle bezeyen.
Yatak odasından içeri dalsam,
istavroz çıkarsam yorganın üstünde,
bilirim ki buram buram
yanık tüy kokuyordur
ve kükürtlü dumanı şeytan etinin.
Bense tan ağanncava dek, buna karşılık,
çırpınır dururum dehşete düşüp
sevmek için götürmüş olmalarından seni
ve yontarım çığlıklarımı dizeler halinde
bir kuyumcu gibi, yarı kaçık.
Kâğıt oynamalı belki de!
Çalkalamalı şarapla
inildeyip duran yüreğin gırtlağım.
Gerekli değilsin bana!
İstemiyorum seni!
Benim için her şey bir
biliyorum.
geberip giderim yakında.
Sen gerçekten varsan
Tanrı,
Tanrım benim,
yıldızların halısını sen dokuyorsan,
günden güne büyüyen
bu ağrı,
bu acı bir armağanınsa, Tanrım, senin,
yargıçlık zincirini takın da
sana uğramamı bekle.
Gelirim ben tam zamanında,
gecikmem bir gün bile.
Dinle biraz
ulu işkenceci!
Sımsıkı bastırırım dudaklarımı. s
Tek bir çığlık bile çıkmaz
kanatıncaya dek ısırdığım ağzımdan.
Bir kuyrukluyıldıza bağla beni, bağlar gibi kuyruğuna bir atın,
bas kırbacı.
Yıldızların sipsivri uçlarında parçalansın bedenim.
Ya d a :
ruhum göçüp de dünyadan artık
çıkınca senin mahkemei kübrâna
şaşkın, suratı asık,
bir darağacı kur bana
samanyolundan, .
as bir eşkıya gibi.
Yap aklına geleni.
İstersen atlara bağla beni, kopsun kolum, bacağım.
Ellerini, ey hakgözetici, ben kendim yıkayacağım.
Yalnız
—duyuyorsun ya beni!—
al götür başımdan
bana sevgili diye verdiğin baş belasını!
Geniş adımlarıma dayanmıyor yolların uzunluğu.
Nereye gitsem ki içimdeki bu cehennemle?
Hangi göksel Hoffman
tasarlayabilir seni, olmaz olası!