Ölüm; insanlığın sonu ve bedenden ayrılan ruhun aslolana ulaşacağı, yaşadığımız hayatta deneyimleyeceğimiz son şey. Kaçmak için çabaladığımız fakat ölüm için de yaşadığımız aşikar. Yaşadığı hayatı ölüm üzerine kurmayıp onu hiç düşünmeden geçen zamanı ele almadan, bir ömür sürüp gidiyor. Korktuğumuz halde, başımıza gelecek bu yazgıya olan hazırlığımız da; her an oluşacakmış gibi değil, sağlıklı bedenimizin yıllara meydan okuyacağı ve bizden çok uzakta olmasıyla aklımızda yer ediyor. Ölümü dine bağlayarak yaşanan hayatı sorgulamak değil niyetim. Bundan ziyade yaşadığımız her anı sadece bu dünyaya atfedecek şekilde ve yarınlar yokmuş, ölüm hiç gelmeyecekmiş gibi kendimize ve topluma ne denli faydalı olduğumuz; bundan doğan sonuçlarla geçen dolu dolu bir ömrü neye borçlu olduğumuzu düşünmemizi sağlamak. Bu da her günümüzü her an ölecekmiş hissiyle, arkamızda kalanların pişmanlık duymayıp bizi gururla anacağı bir yaşamı amaçlamak olduğunu gösterir bize. Tabii kitap ve ölüm üzerine düşünülmesi gerekenler bu kadar duygusal değil, fakat her insanın anlaması gerektiği temel şeyleri kendimce söylemek istedim. Kitaba gelecek olursak; ölümü deneyimleyip tekrar dirilenden; ölüm hazzını her gün yaşayıp bunu çevresine ve yazılarına aktaran düşünürlerin 14 denemesinden oluşuyor. Farklı bakış açılarıyla ölümün dip karanlığını berrak bir şekilde açıklayan bu kitap; ölüm felsefesinin, aslında insanın içinde bulunduğu hayata değer olduğu bir konu olduğunu anlatmaya yetmiştir. Ölümün oluşturacağı yokluk, yokluğu benimseyene kadar olayın gerçekleşmediğini ve o hiçliğin hiç oluşmadığını anlamaya çalışacak kadar kederli bir gelecek bırakır, geride kalanlarımıza. Sevdiklerinizle, muhabbetle...

Ölüm ve FelsefeRobert C. Solomon · İthaki Yayınları · 201717 okunma

·

160 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.