Gönderi

Ethem, zaman zaman elinden bırakmakta zorlandığı, sosyal medya ve eğlence aletine şöyle bir baktı ve “Dur bir dakika” diye mırıldandı, “Vakit, lüzumsuz şeylere bu kadar kendini kaptırma vakti mi?” Herkesin ayrı hikayesi var, kimi çileli hayata abone olurken, kimi parasını saçıp savuracak yer arıyor. Birileri çöpten yiyecek ve sebze- meyve ayıklarken, birileri de açlık içindeki toplum mağdurlarının birkaç günlük nafakasını olur olmaz şeylere harcıyor. Fakiri olmayan toplum yaratmak kolay değildir ama insanlar arasındaki gelir dağılımı dengesizliği bu kadar olmamalı. Emek ve insan hayatı bu kadar ucuz olur mu? Geleceğe umutla bakmamız gerek, tamam da, çocuk işçiler, hayatları karartılan, sayısı azımsanmayacak miktarda olan, canlarına canavarca kıyılan kadınlar, açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca insan hangi toprakların insanı? Kamuoyunun adaletin tesisine olan güvenine dair geniş çaplı anketler yapalım, insanların yüzde kaçı adalet mekanizmasına güveniyor? Güçlünün ve zenginin hukuku, haklının hukukuna galebe çalarken insanlara umut aşılayın bakalım. Bu ülke halkının ekonomik çıkarları, beşten büyük değil mi? Eğitim sisteminin içi boşalmış, fertleri kolay yoldan para kazanma derdine düşmüş bir toplumda üretim, bereket ve refahı nafile umuyoruz. Peki insanlar bunları bilmiyor muydu? Klavye delikanlısından bol ne vardı ki sosyal medyada? Aptal kutusunun başına geçince, bolluk ve bereket içinde yüzüyorduk hepimiz. Dışarı çıkınca gerçek dünya duvarına tosluyorduk. Kapı komşusunun halinden bihaber olarak yaşayan hatta onların isimlerini bile bilmeye tenezzül etmeyen insanlar, ülke gerçeklerini takip edip idrak edebilecek mi? Hutbelerde edilen dualar, fakiri gözetip öksüz-yetimi kollama sorumluluğunu Allah’a yüklüyormuş gibi. Sosyal ve ekonomik hayatı düzenleme işi bizim görevimiz. Önce bilinçleneceğiz, ardından huzur ve refahı sağlama çalışmalarımızda Allah’ın inayetini umut edecek, dua edeceğiz. Bizim işimizi Allah’a havale etmeyeceğiz. Fahri kâinat Efendimiz, kötülükleri elle düzeltmemiz, bunu yapamıyorsak dille düzeltmemizi, onu da yapamıyorsak kalben buğz etmemizi istiyorken, biz TV ve telefon ekranlarından seyrederek, imanımızın derecesini göstermekteyiz. Bu düşünceler, Ethem’in zihnini meşgul ederken, yaklaşan Ramazan Bayramı öncesi, dünyanın bir numaralı terörist oluşumu, Arz-ı Mev’ud sevdalısı, dünya siyasetinin şımarık çocuğunun Kudüs’teki zulmü yansıyordu televizyon ekranına. Topraklarından göçe zorlanan Filistinlilere zulmederek, Kudüs’e tam anlamıyla hakim olmaya çalışan bu şımarık çocuk, gücünü hamisi olan ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin yanında, kendi silah ve savunma sistemlerinden ve tüm dünyada etkili olan ekonomik üstünlüğünden alıyor. Maalesef günümüz şartlarında paranız, ekonomik üstünlüğünüz ölçüsünde güçlüsünüz. B Peki Müslüman alemi olarak biz ne yapıyoruz? Gazze’de, Arakan’da, Suriye’de, Doğu Türkistan’da gözlerimizin önünde zulüm, açlık, ölümler, işgal ve işkencelere ”Kahrolsun İsrail” diyerek seyirci kalmaktan başka... Temel dayanağımız olan Yüce Allah’ın mucizevi yardımını bekliyoruz. “Sizden öncekilerin yaşadıkları başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi zannediyorsunuz?” (Bakara suresi 214. Ayet). Hz. Peygamber zamanında baskı ve zulme, inkar ve küfre karşı yurtlarını terk etmek zorunda kalan Müslümanlar pes etmediler, kenetlendiler. İnançları uğrunda can ve mallarını seve seve feda ettiler. Bunları yaparken dayandıkları güç, Peygamber’in rehberliği ve Allah’ın yardım vaadiydi. Allah’ın yardımını isteyip beklerken, esas ve öncelikli yapmaları gereken şeyi yapmaktan geri durmadılar, yani mücadele azmiyle, başta canları olmak üzere, her şeyden feragat etmeyi göze aldılar. İslam’ı baskıyla değil; hoşgörü ve sevgiyle yaydılar. Çünkü: “Biz her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık. (İsra suresi 13. Ayet) “ diyen Rabblerinin yolundan gittiler ve O’na inanıp güvendiler. Ethem, bu ayeti hatırlayınca aklında şu soru belirdi. “Kabe’yi savunmak için gönderilen ebabil kuşları yoluyla ilahi yardım geldi diyelim. Biz kötülükleri değiştirmeye kendimizi mecbur hissetmeyip mücadele etmezsek, ebabillerin hedefi olmaktan bizi kim kurtaracak?”
··1 quotes·
131 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.