"Küçücük pencerem bahçeye bakar
Bademler, erikler geceye bakar
Bir ışık dökülür yapraklardan şıkır şıkır" (turgut uyar)
insanın geceyle gündüz, ruh hali ve düşünceleri değişiyor galiba.
dışarıda ötüşen kuşlar, bahar, güller, leylaklar, mor salkımlar, binbir türlü çiçekler, papatyalar, ekşi erikler, kızaran kirazlar, kaçışan tavuklar, bağır bağır, gökte pambık bulutlar... neşeyle düşerim yollara...
aklımda o.veli şiiri:
"Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar;
Bağıra çağıra düşerim yollara;
Döner döner durur başım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum."
son olarak dışarıyı göremeyen ama duyumsayan şairin hasret dolu sesine kulak verelim:
"Dışarda bahar geldi karıcığım, bahar.
Dışarda, bozkırın üstünde birdenbire
taze toprak kokusu, kuş sesleri ve saire…" (nazım hikmet)
yine içeriden kısıtlanmış bir soluk baharı haykırıyor:
"Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mi?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cıgaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin…" (ahmet arif)
orhan veli benim şairim, ondan aldım ilhamımı, şiirlerim ona nazire, sanki bana söylemiş o zamanlardan:
"Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka.." (orhan veli)