“ Gün ışığı en sonunda; ve bir mihrabın kaldırılan perdeleri gibi altın bulutlar geniş kıvrımlarla iç içe sarılarak açarlar gökyüzünü. Tam ortada, ve güneşin yuvarlağı içinde İsa’nın yüzü görülür. Antonius haç çıkarır ve dualarına koyulur yeniden.” “ Flaubert dünyada ve bizde Madame Bovary’i ile tanınır.Bu kitapta yepyeni bir biçim denemesi yapıyor Flaubert.Ne roman denebilir buna,ne de tiyatro.Daha sinema bulunmadan düpedüz bir senaryo karşısındayız.Dinler tarihini şaşırtıcı bir hızla özetliyor bu senaryo.Edouard Maynial’dan öğrenildiğine göre Flaubert bu eseri üç kez yeniden yazmış.Madame Bovary’sinin içtiği arseniğin tadını nasıl günlerce duymuşsa ağzında,Antonius’un çilesine de katılıyor,sanrılarını kendi gözleriyle görüyor” Ermiş Antonius ve Şeytan eserini okumaya başlarken önsöz bölümünü sakin bir kafayla sindirerek okumakta fayda var.Flaubert vermek istediği mesajı bu bölümde okurlara yalın bir ifade ile aktarmış.Tiyatro eseri şeklinde ilerleyen eser dinler tarihi,mitoloji ve felsefe unsurları ile harmanlanmış dolayısıyla bu konularda alt yapısı olmayan okurlar için algılamak biraz zor gelebilir.Sayfa altlarında verilen açıklamalar,sonrasında nette yaptığım araştırmalar sonucu derin konuların olduğuna vâkıf oldum. Kısaca konusundan bahsedecek olursam;Ermiş Antonius’un bir gece içinde gördükleri,insanlığın binlerce yıl görmekle bitiremediği düşlerdir.İnancından vazgeçirme adına bir çok farklı şekillerle karşısına çıkan şeytan ile yaşanılanları aktarıyor biz okurlara.Şeytan’ın tüm hileleriyle tanışan Antonius’un bilhassa Ölüm ve Şehvet ile verdiği sınavın sonucunda şeytan’ı nasıl yendiğini okuyoruz.Benim için biraz zor bir okuma oldu epey araştırma gerekiyor.İlerde tekrar okuyacağım bir eser.Tarzı sevenlere öncelikle araştırma yapmalarını ve sakin bir zamanda okumalarını tavsiye ederim.

Ermiş Antonius ve ŞeytanGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019403 okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Canan Çelik