Gönderi

144 syf.
1/10 puan verdi
''Müslüman kızlara'' başlığıyla kadınların islami yaşam şekline göre nasıl yaşamaları gerektiğinin dayatıldığı bir kitap. Dayatıldığı yerine anlatıldığı demek isterdim ancak kitabın yazarı, sık sık emir kipi ve yetersiz kaldığını hissettiği noktalarda (bolca) dini vecizeler kullanarak bir içerik oluşturmuş. Gelelim bu denli çok okunmuş olan kitabın içerik ve anlam analizine; paylaştığım ve paylaşılan diğer alıntılarda da göreceğiniz üzere yazarın islam toplumlarında kadın ve erkeğe dağıtılan toplumsal cinsiyet rollerinin bir anlatımını yapmakta ve bunu her noktada öznel bir dil ile ifade etmekte. Kitapta kadının yerinin evi olduğunu, çocukları büyütmekle sorumlu olduğunu sık sık işlemiş ve bunu islam şemsiyesi altında aktarmıştır. Toplumsal cinsiyet rolleri dağıtılırken kadının ekonomik, sosyal ve kültürel alandan soyutlandığı apaçık beyan edilirken, kadını ''evinin kraliçesi'' olmakla mükafatlandırmış yazar. Çocuk büyütmede, eğitimde ve ev işlerinde müşterek olma hususuna asla değinilmemiş ancak ''Kadın ümmetin yarısıdır.'' diyerek ve Ali İmran suresi 195. ayette geçen ''birbirinizdensiniz.'' sözüyle eşitlik vurgusu yapmaktan geri kalmamış. Kadının çalışması, politikayla ilgilenmesi, sosyalleşmesi açıkça karşı çıkılan bir durum olarak kaleme alınmış olması ve bunu yapan kadının aşağılanması erkek egemen bir zihniyetin (ataerkillik), din üzerindeki etkisini ortaya koymuş. Kadın için sosyal alanı evden ibaret kılan bu düşünce hakkında özetle, eşitsizlik temelinde dağıtılmış, hiyerarşik şekilde de yapılanmış bir gücün yansıması olarak tanımlamak mümkün olacaktır. Dünyanın neresine bakarsanız bakın, hangi tarihi incelerseniz inceleyin bir sınıf ve zümrenin iktidarlığında, politik ve sosyal yansımalar da o iktidar grubunun dünyasına, niteliğine göre şekilleniyor. Erkeği merkeze alan din yaşantısı da bu anlamda adı ataerkillik olan bir yaşam şeklini ''ümmetin yarısına'' dayatıyor. Ataerkil dini söylemin (Musevilik, Hristiyanlık da dahil), takıntı düzeyinde aile kavramına duyulan ilgisi ve cinsellik tabusu mevcuttur. Kitap özelinde ataerkil müslüman erkek, bu takıntı ve tabularını ''din'' adıyla anlatım yoluna gitmiş, namus vurgusunu kadın ile eşdeğer tutmuştur. Namusu kadına atfetme, kendine ait kılma, kadını sınırlama, kendi dünyasına göre yaşa-mayan kadını aşağılama, kadından istenilen asosyalite ile ataerkil müslüman erkekte benim tek gördüğüm şey Alfred Adler'in bahsetmiş olduğu aşağılık duygusunu üstünlük duygusuyla bastırma yolu oldu. Önce kadın karşısında kendini kanıtlama çabasına neden olan aşağılık kompleksine kapılmakta sonrasında bu ruhsal gerilimi yaşamakta, ardından eyleme geçip, başarmasıyla birlikte de üstünlük duygusunu elinde bulundurmaktadır. İncelemeyi bitirirken kitabı yazan her ne kadar erkek olsa da ben size aynı coğrafyada acının ve baskının çemberinden geçip direnciyle bizlere ulaşmış olan Neval el Sadawi'yi örnek vereyim. Sadawi, müslüman kadınların sınıfsal, ulusal ve cinsel olmak üzere üç konuda yoğun bir baskı altında olduğunu anlatır kitaplarında. Özellikle de islama hakim olan ataerkil (erkek egemen) emir, yorum ve uygulamaların kadınları ne denli çaresiz bıraktığını söyler. Türlü suçlamalar, hakaretler hatta recm edilmesi gündeme gelmiş ancak o kendinden ödün vermemiştir. Yaşamıyla buna kanıttır. Bu vesileyle Sadawi'nin kitaplarını şiddetle önereyim. Sadece müslüman kızlara değil, herkese.
Müslüman Kızlara
Müslüman KızlaraHasan el-Benna · Ravza Yayınları · 20171,396 okunma
··1 quotes·
2,482 views
Ömer okurunun profil resmi
Elinize sağlık.
Uğur De Molinari okurunun profil resmi
Çok teşekkürler
Şəhla Rşd okurunun profil resmi
Qadınların kölə halına salınması, alçaldılması və 2.sinif şəxsiyyətə dönüşdürülməsi zatən dinlərlə başladı...
seda okurunun profil resmi
pdf var mı acaba?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.