Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

HER ŞEY ZITTIYLA KÂİMDİR- YİN-YANG FELSEFESİ
Çin'de Taoizm inancıyla birlikte ortaya çıkıp daha sonra felsefi düşünce olarak süregelen yin-yang , bizimse her şey zıttıyla kaimdir dediğimiz felsefe nedir? Siyah, siyahlığını beyaz olmadan bilebilir miydi? Gece, geceliğini gündüz bitmeden giyebilir miydi? Kötülüğün tanımı iyilik olmadan, Mutluluğun tanımı hüzün olmadan yapılabilir miydi? Siyahı görmesek beyaza beyaz diyebilir miydik? Doğmasaydık ölümü tadar mıydık ? Acıyı bilmeden tatlının tadını alabilir miydik? Kadın kadınlığını erkek olmadan, erkek erkekliğini kadın olmadan nasıl anlardı ki? Kısacası her şey zıttıyla var olur ve ona göre isimlendirilir. Beşiktaşlı olmasam da Beşiktaş'ın çok sevdiğim bir taraftar bestesi var: Ölümle yaşamı ayıran çizgi, Siyahla beyazı ayıramaz ki! Her yolun sonunda ölüm olsa da, Sevenleri kimse ayıramaz ki! der Beşiktaşlı kardeşlerimiz. Beste aklıma geldiğinde hep bu felsefe aklıma gelir. Hayatta birçok konuda bu dengeyi görüp bundan bahsedebiliriz. Örneğin sanılanın aksine erkekler tamamen eril enerjiyle, kadınlarsa dişil enerjiyle dolu değildirler.Her insanda iki enerji tipi de bulunur. Eril enerjisini ortaya çıkaran kadın maskülenliğe , dişil enerjisini ortaya çıkaran erkekse feminenliğe yaklaşır. Kadın yin, erkek yang olarak tanımlanmıştır.Her kadının içinde bir erkek, her erkeğin içinde de bir kadın vardır. Eril ve dişil enerjiyi tanımlarken de buradan yola çıkılır. Bir kadında %70 dişil enerji, %30 eril enerji olmalıdır. bir erkekte %70 eril enerji, %30 dişil enerji olmalıdır. Bu yüzdelerdeki ağırlık değiştiğinde kişinin hayatı ve ilişkileri sıkıntılı olur. İçsel olarak huzursuzlaşmaya başlar. Hayatta yaratılmış olan her kötü şeyin içinde nokta kadar da olsa iyilik her iyi şeyin içinde de nokta kadar olsa kötülük vardır. Her insan gridir.İçinde iyilik olmayan hiçbir suçlu, içinde hiçbir kötülük olmayan derviş ya da keşiş yoktur dünyada. Önemli olan yaratılıştaki evrendeki bu dengeyi farkedip kendi ruhumuza yansıtabilmektir.Yani insan olarak yapmamız gereken kötü ruhu dizginleyebilmektir.Yani siyahı dizginleyebildiğimiz müddetçe insani değerlere,dizginleyemediğimiz müddetçe içimizdeki hayvani güdülere ve kötücül ruha yaklaşırız. Edebiyatla ruhumuzu inceltmeli, Sanatla,müzikle ruhumuzu doyurmalı, Hayattaki inandığımız değerlerle, inançlarla ruhumuzu yaşatmalıyız ki ancak bu şekilde içimizdeki en iyi insana ulaşabiliriz. Ölümün olduğu dünyada insanları yaşarken öldürmemek için,sevdiğin birinin ölümüyle karşılaştığında her ölümün erken ölüm olduğu duygusunu yaşamamak için, sevip kalbini kırdığın insanın seni kalbinde öldürmemesi için sevdiklerimize sıkıca sarılmalı onlara hep iyi yönümüzü göstermeliyiz.Olabildiğince kendimize hakim olup, sadece sevdiğimiz insanları değil hiçbir canlıyı incitmemeliyiz. Sahih hadis olduğundan tam emin olmamakla birlikte: Kalp kırmak kabeyi yıkmaktan daha kötüdür demiştir efendimiz (s.a.v). Yeri gelmişken yukardaki hadisin çağrıştırdığı Mehmet Akif'in de birkaç dizesini eklemek gerek: “Hadi gel yıkalım şu Süleymaniye’yi desen, iki kazma kürek, iki de ırgat gerek, ancak hadi gel yapalım şunu geri desen, bir Sinan, bir de Süleyman gerek.” Yani kalp kırmak bir o kadar kolay ancak tamiri belki de ömür boyu yapılamayacak kadar zordur.Hatta o insanı kırık kalbiyle öldüğünde kendi ellerimizle toprağa bile koyabiliriz. Kalp kırmaktan incitmekten uzak durmalı kendimizi dizginlemeli,insani yönümüze yaklaşmak için beyaz tarafımızı siyaha üstün kılmaya gayret etmeliyiz.
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.