Aslen doktor olan ancak Alman edebiyatı öykücülerinden de biri olan Schnitzler’i ilk kez okudum bugün. Sanırım mesleğinin bir getirisi olsa gerek, kitaptaki karakter izlenimleri ve bilinç akışı tekniği, iç monologlar, ruh hali değişimleri çok başarılıydı. Nazi Almanyası Döneminde Freud, Kafka ve Zweig gibi kitapları yasaklanan ve eserleri yakılan bu yazarla ilk karşılaşmam beni çok etkiledi anlayacağınız Başta “acaba sever miyim” diye çok sorguladım ama keyifli bir okumaydı. Her kitabın doğru zamanı olduğuna inan biri olarak, sanırım kitap doğru bir zamanıma denk geldi Çünkü normalde öykü de çok okumam, muğlak sonlardan da pek hoşlanmam Ama bu kitap beni şaşırttı Kitapta 19 öykü yer almakta. Toplamda 242 sayfa. Kimi öyküler 1-2 sayfa kimisi daha uzun. Ama etkileri birbiriyle yarışacak kadar başarılı Hikayeler başlangıçta büyük bir dalga gibi katıyor sizi önüne. “Acaba şimdi ne olacak? Kardeşi abisinden özür mü dileyecek? Karısı adamı gerçekten aldatmış mı?” diye düşünüyorsunuz. Hikayenin sonuna doğru heyecan hat safhada. Diyorsunuz ki “sonuna geldim artık, her şey anlaşılacak şimdi”. Ama hayır! Yazar hikayelerin sonunda mutlak bir sonuca varmamış. Carlo gerçeği Geronimo’ya anlatmamış, dul adam karısının mezarına giden sarışın adam kim öğrenememiş, Franz ölmüş mü ölmemiş mi açıklanmamış... Her öykünün sonu bir açıklık ile bitmiş. Yazar “Ben sonu “son” yazmak için yazmadım. Sonu siz seçin. Sizce ne olmuştur?” Demiş sanki. Cevapları vermemiş ama cevapların olasılıklarını bulmaya itmiş okuyucuyu. İlk kez böyle bir öykü kitabı okudum. İlk hikayelerde çok şaşırdım bu muğlak sonlara, kabullenemedim. “Ne ” oldum sürekli. Ama yavaş yavaş yorumlama yapmaya başladıkça sonunun değil, sona giden yolun, ruh hali analizlerinin başarısını fark etmeye başladım. Bu kitap sonların kitabı değil yani sevgili okur arkadaşlarım. Bu kitap yolların, gelişimin kitabı. Başta öykü seven herkese, arından da ruh analizi kitaplarını severek okuyan her okucuya önerimdir bu kitap. Kitaplarla ve sevgiyle kalın

Ölüler SusarArthur Schnitzler · Cem Yayınevi · 202084 okunma

·

31 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Bibliophage