/Es
Güldün, içime eğildi bakışlarım
Bayram günü kapımı çaldı çocuklar
Seher vakti güneşe bıraktı kendini
Gül yaprakları ne soldu ne eğildi o sabah
Hiçbir kimse hiçbir çiçeği hedef almadı
Herkes gölgelik yer buldu parkta
Güneş apaydındı
Kimse rahatsız değildi
Topraklara yağmurlar yağıyordu
Çiftçiler bayram ediyordu memleketimde
Kimse ekmeği düşünmüyordu o an
Sanki bütün babalar çocuklarını memnun ediyordu
Bir şair kendini kandırıyordu
Güzelliği görebiliyor musun o kadar uzaktan
Bir bağlamanın teli kopmuş bir şiirde
Ozan türküye nasıl devam edecek
Sen türküleri sadece ses zannedeceksin
Ben türkü dinlemedim içinde es olmayan
En güzel nağmeler bir duraktan sonra belki
Şimdi tam burada dursaydım mesela
İçine vesveseler bırakırdım sessizce
Sabah olmayan geceler gibi hani desem
Kızabilirsin bu kadar bilindik mesel mi olur diye
Sence de bu kadar apartman bu şehre fazla değil mi
Hala yokluyorum sabahlar çok güzel açıyor
İnsan yakınıyla konuşabilir saçma gelmez konuşmalar
Sence de bu kadar apartman bu şehre fazla değil mi
Tahmin edebiliyorum cevabını
Anlarsın en yalın haliyle
Dinlersin ezerek kelimeleri
O kadar uzağa bakmamalıydın
Orada görebileceğin bir şey yoktu
Üzülmeliydin ıskaladım yine bir yıldız kaydı
Alakasını sorma bana bilmiyorum
Anlamsız şeyleri aynı yere topluyorum içimde
Herkesin düzensiz bir dolabı vardır işte
Temrinler yapıyorum düşlerin bozkırında
Bazen hava bozuyor kalakalıyorum
Çoklukla iyimser yanaşıyorum
Mutsuz bir son biçiyorum sonra
Rençber batmış gibi
Bu yıl yağmur yağmamış gibi bir his yaşatıyorum
Hiçbiri yerli yerince değil
Bu apartmanlar neden yerli yerince değil
Gökyüzünü göremiyorum
Kitaplarda adın çok geçiyor
Bunu bir haksızlık saymalı
Üstelik öyle böyle değil
Şöyle biraz soğutayım desem
İki sene kitap elime almamam gerekir
Bu mantık da yanlış oysa
Kendiliğinden olacak ki olsun
Bu son cümleyi kesip atsak ya
İçinde olumsuz bir olsun var sonuçta
Şimdi hangi masalı iyi sonla bitirmeli
Hangi dağlarda eli sazlı dili sözlü ozanlar
Hepsinin bilmediği bir sır var içinde
Hepsi olmayan bir ağacın gölgesinde
Bir ulak bulsam sana haber getirmeye yeminli
Bindiği at çatlar öyle yoksun pencerende