Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

328 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kurgusu,dili,üslubu,karakterler ve karakterlerin işlenişi açılarından beni çok etkileyen bir roman oldu.Hele öyle bir karakter var ki sıra dışı işlenmiş.Saydığım bu ayrıntıların her birinden elimden geldiğince ayrıntılı bir biçimde bahsedeceğim,hatta daha fazlasından... Dil ile başlamak istiyorum.Yazarın kurduğu dünyaya hizmet eden eski kelimelerin olduğu ve Türkçenin şölen gibi,nakış işler gibi kullanıldığı bir dil vardı. Sıra dışı olarak belirttiğim karakter bir cin.Fakat o kadar insani vasıflar yüklenerek oluşturulmuş ki,bu ayrıntı karakteri daha önce okuduğumuz “bu cins varlıklardan" keskin bir hat ile ayırıyor.Hatta işleniş ve alt metin açısından edebiyatımızda bir ilk olabilir. Roman, Sultan Süleyman'ın seferlerinin,şehzadelerinin o dillere destan sünnet törenlerinin,fetihlerin,İstanbul Kadılığı'nda Ebussuud Efendi'nin,Sadrazam İbrahim Paşa'nın katlinin olduğu,Sultan Süleyman’ın nefesinin sokaklarda hissedildiği ,Şehzade Mustafa'nın idam edildiği zamanlara yayılmış. Romandaki her karakterin derin bir hikâyesi var,her biri arzda ve arşta aslında bir arayış içinde.En çok “yanış” halleri var.Tasavvuf izleri de taşıyan romanda yer alan olaylar bana şu soruları sordurttu; “Bir aşkın laneti midir tüm yaşananlar yoksa aşkın kendi doğurduğu olağan sonuçlar mıdır?Bazı olaylar hayatın tüm alanlarında olduğu gibi ailede de tekerrür eder.Bu tekrar bir önceki hadise ile aynı olsa bile niyet farklıdır.Bu bir lanet midir?Sınav mıdır?Ah mıdır?Yoksa olağan mıdır? Çok sevmenin günahı var mıdır? Cevaplar romanda ve cevap sizin için ne olursa olsun içinde barındırdığı hikâye ile romanın tadı pek bir acıydı. Roman aslında Yakup'un hikâyesi.Mevlûde Hanım'ın büyüttüğü,İhsan Efendi ve sevdiklerini yitirmekten yorulmuş,güzeller güzeli Leyla'nın çocuğu olan Yakup’un gözleri görmüyor.Yakup belli bir vakte kadar kör olduğunu bilmiyor,herkesin böyle olduğunu düşünüyor,çünkü İhsan Efendi oğluna böyle bir dünya kuruyor.Yakup'un kader ortağı Müberra, Yakup'un sırlarını da yüklenen biri.Yakup  kör olmasına rağmen, parmaklarıyla hissetmeyi öğrenmiş olduğu için ebrû sanatını,hat sanatını icra ediyor ve hatta suret çiziyor;Bu bir arayış,yanış ve hasret hali aslında.Yakup her daim anne hasretiyle yaşıyor. Diyeceksiniz ki “cin nerede?”Aslında cin hikâyenin her yerinde.Fehmi yani cin, Mevlûde Hanım'ın cini ve biz onun şahit olduklarını okuyoruz.Fehmi belli bir zamana kadar şeytanlardan biridir.Yazar, Fehmi’yi ve dahil olduğu her anı hem çok gerçekçi, hem esprili hem de mistik bir biçimde  aktarıyor.Fehmi insanların damarlarında dolaşan,kalplerinden geçenleri duyan ama olayların yönünü pek değiştirmeyen,haliyle kaderin önüne geçemeyen,kişilere müdahale olarak sadece fısıldayan,kişilerin aklına giren ama birebir Mevlûde Hanım’la konuşan bir cin. Sonu beni derinden etkileyen, Yakup ve etrafındaki kişilerin incelikle işlendiği,hikâyesi pek bir acı olan,her insanın içinde var olan o karanlık yanları da işleyen etkileyici bir romandı.İsyanın değil tövbenin, Kaya gibi durmanın değil kum gibi dağılmanın,olmak için yanmanın romanı...
Beni Göremezsin
Beni GöremezsinAlim Akca · Mevsimler Kitap · 201849 okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.