27 Mayıs ihtilali ile ilgili geniş tartışma ve değerlendirmeler yapıldı. Bu tartışma ve değerlendirmeler devam da edecek.
Fakat biz, burada, böyle bir tartışmaya ve değerlen dirmeye girmeyeceğiz.
Amacımız, 27 Mayıs ihtilaline katılmış olan Kurmay Albay Alparslan Türkeş'i, ihtilalin bünyesindeki düşünce ve tutumu ile tanıtabilmektir.
Alparslan Türkeş, 27 Mayıs ihtilaliyle, ele geçirilen iktidar imkânından yararlanmayı, Türkiye'nin, değil yıllar, asırlar içinde çözemediği temel meselelerini çözebilmek için en büyük fırsat bilmiş ve ona göre de değerlendirmek istemiştir.
Türkeş, siyasi partilerin, başta oy kaygısı gibi bazı endişe ve çıkarlar yüzünden tavizkar olduklarını, tavizlerin ise, meselelerin hallinde en büyük engeli teşkil ettiği görüşünde idi.
Çağın icaplarına uyan ülkelerin, hızla ilerlediği bir dönernde, Türlciye'nin çok gerilerde kalışını bazı sebeplere bağlayan Türkeş, büyük sıçramalar yapmak suretiyle aradaki mesafenin kapatılacağına inanıyordu.
Kurmay Albay Alparslan Türkeş, her şeyden önce bir millette nefse itimat duygusunun teşekkül etmesinin şart olduğunu ve bunun için de, milli bir kültür ve eğitim politikası uygulanmasının zaruretini savunuyordu.
Türkeş, bütün bu düşünce ve planlarını uygulayabilmek için, bir ara devreye ihtiyaç olduğu görüşü içinde idi. Böyle bir iktidar devresinin de, yine milletin muvaffakiyetine dayandırılmasını arzu etmiştir. Netice itibariyle, 27 Mayıs ihtilaliyle ele geçirilen
iktidar imkanından yararlanarak, Memleket ve Milletine samimiyetle hizmet edebilme arzusunda olan bir 'Türkeş görüyoruz.
Alparslan Türkeş, bu niyet ve özelliğiyledir ki, ihtilalin daha ilk gününden itibaren bütün dikkatleri üzerine toplamış ve ihtilalin "Kudretli Adamı" olmuştur.
İhtilalcı kurmay subaylar içinde, ne yapacağını ve nasıl yapabileceğini önceden düşünen ve planlayan tek subay belki de Alparslan Türkeş olmuştur.
Türkeş, bu yapısıyla, ihtilalin haklı olarak güçlü adamı vasfını iktisap ederken, bir an evvel iktidara gelmek isteyen, bu hırs ve arzunun ateşiyle kavrulanlar için de en büyük engeli teşkil etmiştir. Bu sebepledir ki; en kısa zamanda yok edilmesi gereken tek ve güçlü hedef haline gelmiştir. İktidarı teslim almak veya ele geçirmek isteyenler; özellikle komite içinde, yeteneksiz, bilgisiz ve ne yapacağını bilmeyen ajanlar, hatta piyonlar bulmuştur. Bu komite üyeleri, sorumluluk yüklenme cesareti, bilgi ve yeteneğinden yoksun oldukları içindir ki, başarının sadece nimetlerinden yararlanıp, yükü bir an evvel omuzlarından atma telaş ve heyecanı içine girmişlerdir. Böyle bir zaaf ve kusurla malul oluştur ki, gelecek için telafisi mümkün olmayan çeşitli hata ve günahlara sebebiyet vermiştir. Geleceğin, hukuki sosyal ve ekonomik buhranlarının en büyük amili bu olmuştur. Yine, böyle bir zaaf yüzünden ihtilal tarafsızlıktan uzaklaşmış ve hedefinden saptırılmıştır. Bu sapışta, kendilerine ilim heyeti sıfatı yakıştırılan kimselerin de rolü ve tesiri büyük olmuştur. Bu heyetin tesbitindeki şekil ve ölçülerdeki laubalilik ihtilalin en büyük talihsizliğini teşkil eder.
Ciddi, güvenilir ve tarafsız gerçek bir ilim heyetinin teş kil edilemeyişi 27 Mayıs ihtilalinin çok yönlü hedef sapmalarına maruz bırakmış ve neticede çeşitli buhranlara sebep olmuştur.
Bütün bu sakat tutumlar yüzünden Türk Silahlı Kuvvetlerinin, daha ilk gündeki tarafsız kalınacağı yolundaki beyanlarına gölge düşürülmüştür.
Jurnalcilik, kin, intikam ve taraf tutuş ihtilal bünye sine şırınga edilmek suretiyle ihtilal bambaşka bir mahiyet iktisap etmiştir.
Yeni müesseseler, bu zihniyet ve şartlar içinde kurul duğu içindir ki, tepki niteliği, kurulan bu müesseselerin en büyük özelliğini teşkil etmiştir. Böylece, Türkiye' nin gelecekdeki çok yönlü buhranlarına imkan ve zemin hazırlanmış oldu.
“27 Mayıs Ve Türkeş” kitabında, Türkeş'in ilk radyo konuşması üzerinde önemle durulmuş ve bu konuşmanın mana ve maksadına dikkatler çekilmek istenmiştir. Alparslan Türkeş'in kaleme alıp okuduğu konuşma, ihtilal hareketinin mana ve maksadını en iyi şekilde yansıtan önemli bir vesika mahiyetindedir. Türkeş, ihtilalin sesi kabul edilen bu konuşmasında, bölücü, nifak yaratıcı, kin tohumları ekici bir üslup ve felsefeden tamamen uzak, aksine, bütünleştirici, yapıcı, tarafsız ve milliyetçi bir üslup kullanmış ve değerlendirmelerini de bu felsefe içinde yapmıştır. Bu sebepledir ki, konuşma, güven unsuru olmuş ve ihtilalin teminatı olarak kabul edilmiştir.
Demokrat Partiye oy ve gönül veren büyük vatandaş kitlesi hakkında Alparslan Türkeş'in düşünce ve planları gtmiş bir şekiute işlenmiştir.
İhtilal komitesinde, yeni bir ihtilal hareketi olarak nitelendirilen 13 Kasım hareketinin temel sebepleri üzerinde durulmuştur.
Sürgüne gönderilen Türkeş'in yurt dışında neler düşünüp, neler yapabildiğine yer verilmiştir.
Ve nihayet, yurda dönen bir Türkeş var.. Alparslan Türkeş'in yurda dönüşü münasebetiyle Türk milletine hitaben yayınlanmış bir beyannamesi mevcuttur.
İşte, bu inanç iledir ki, karşımızda, gençliğinden beri inandığı, imanettiği ve kendisine kutsal bir ülkü edindiği Türkiye'nin temel meselelerini demokratik hür parld menter sistem içinde çözmeye kararlı bir Türkeş bulmak tayız.
Fikri yapısında ve ülküsünde en ufak bir inhiraf olmadan, milletine ve memleketine, en meşru ve hukuki yollardan hizmet etme şevk ve azmi içinde olan milliyetçi bir lider Türkeş ile karşı karşıyayız..
Bu özelliğiyledir ki, bugün Alparslan Türkeş, 27 Mayıs ihtilal hareketine katılmış kurmay subaylar içinde tek başına, milli iradeye saygılı, demokratik hür parlementer sisteme ve onun faziletlerine inanmış bir insan olarak parlamento içinde, açık alın ve şerefiyle görev ifâ etmektedir. Dünki ihtilal arkadaşlarından büyük bir kısmının ona karşı duydukları haset ve kinin temelinde bu başarı yatmaktadır..
Türkeş'in bu sağlam karakter ve şahsiyeti ve istikrarlı tutumu, ülküsüne samimiyetle inanmış bir mantık adamı oluşu her geçen gün çevresindeki dost adedini artırmaktadır.
Kurtuluş/ANKARA, 27 Mayıs 1976
27 Mayıs Ve Türkeş, Muammer TAYLAK