Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
9/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
İtiraf ediyorum!
YouTube kitap kanalımdaki videodan Tolstoy'un hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/bsTzvrg-Pi4 İçimizde kalan, söylemek istediğimiz ama bir türlü söyleyemediğimiz şeyleri bu incelemeyle ve Tolstoy ile birlikte itiraf edip rahatlamaya ne dersiniz? İtiraf ediyorum... Annem ve babam daha küçücük çocukken "Kur'an kursuna gitsin, boşuna geçmesin günleri" dedi. Ben ise gitmedim, oyunlar oynadım, yaşamın tadını çıkardım, mahalle arkadaşlarımla taso oynadım, futbolcu kartlarını ezberledim. Belki de böylesi daha iyi olmuştu. İnsanın esas içinden gelmeliydi böyle şeyler. Peki şimdi durum nasıl? Şu an onlardan hiçbiri inandıkları kutsal kitap olan Kur'an'ı okumayı bilmiyorken hatta bunun için çabalamıyorken ailede bir tek ben okuyabiliyorum. İtiraf ediyorum... İlkokulda çok çalışkandım. Çalışkanlık dozunu biraz fazla kaçırmış olacaktım ki her zaman inek diye dalga geçildim, dışlandım, ne arkadaşlık ortamlarına ne de beden dersindeki maçların kadrolarına alındım. Sadece kalıtımsal bir sorun olmasına rağmen miyop olmamdan dolayı gözlük taktığım için sürekli dörtgöz diye dışa itilen oldum. Üstüne üstlük bir de altıma yapmıştım, sınıftan apar topar çıkarıldım. İtiraf ediyorum... Ben de Tolstoy gibi okullara gittim, aşklar ve hayal kırıklıkları yaşadım, yeri geldi insanları kandırdım yeri geldi kendi emellerimi her şeyin üstünde tuttum. Mükemmel olan insana ulaşmaya çalıştıkça içimde saf olarak kalan şeyleri kaybettiğimi fark ettim. Personalarımı üstümden attım. Sevmediğim yazarları kimseden korkmadan eleştirdim, birileri tepki verir diye umursamadım. İtiraf ediyorum... Mesleğime başkaldırdım. Asgari ücretten bile düşük olan ücretleri ve kölelik sistemini reddettim. Cebinden para taştığı halde hala o pantolona yeni cepler diktirip daha çok para kazanmak isteyen insanlara sırtımı çevirdim, kendi sırtımı kendim kaşımayı öğrendim. İlkokuldaki hayat bilgisi dersinde hayattaki bu bilgi bana verilmemişti. İtiraf ediyorum... Bugüne kadar bir mobilya dükkanına gidip bir eşya beğenmeye kalkıştığınızda karşılaştığınız renk kartelaları gibi en uç hakaretlerden en uç övgülere kadar tepkilerle karşılaştım. İnsanların bu kadar farklı olması inanılmaz hoşuma gidiyordu. Kimseyle aynı şeyleri sevmek ya da düşünmek zorunda değildik dedim. O mobilya dükkanı beynim, beğenmeye çalıştığım eşyalar ise düşüncelerimdi. İtiraf ediyorum... İnancını dünyevi rant amaçları için kullananları hiçbir zaman sevmedim. O yüzden eleştirdim çay edebiyatıyla Allah'ın varlığını kanıtlamaya çalışanları. O yüzden eleştirdim tasavvufu yaşamadan tasavvufçuluk taslayanları. Tolstoy'un bir şeylerin inanç konusunda ters gitmesinin farkındalığı gibi insanların da kendi iktidarlarını sağlamak için dini kullanarak yine insanları nasıl manipüle ettiğini keşfettim. "Sizin dininiz size, benim dinim bana" dedim. İtiraf ediyorum... İnancını ya da inançsızlığını başka insanlara dikte edenleri görünce her zaman onlardan bir adım geri durmayı öğrendim. Bağırsınlar, çağırsınlardı, umrumda değildi. İnancını ya da inançsızlığını kendi içinde, kimseyi rahatsız etmeden ve kırmadan yaşayanları görünce de gıpta etmenin coğrafyasında yeni kıtalar keşfettim. Bunlar beni bir Kolomb kadar ünlü yapmaya yetmemişti ama içime doğru coğrafi keşiflere çıktığımda o zamana kadar neler kaçırdığımı fark etmiştim. İtiraf ediyorum... Ben de Tolstoy gibi bilim ve din sorgulamaları arasında kaldım. Ne için yaşıyordum? Neden ve nasıl yaşıyordum? Soruların ardı arkası kesilmiyordu. Fakat yanıtlara değil esas olarak soruların ta kendilerine önem vermeye başladığımda felsefi bir etkinlik içerisinde bulunduğumu da keşfetmiştim. Bu keşfimden dolayı soyadım, Macellan gibi bir boğaza verilmemişti. Ama bundan çok daha değerli şeyler öğrenmiştim. İtiraf ediyorum... Tolstoy'un intihar etmek ile etmemek arasında kalması gibi ben de intihar üzerine çok düşündüm. Esasında hayat tamamen bir direnişti. Direnemeyenin bu çetin doğal seçilim döngüsünde elendiğini fark ettiğimde adadan çabuk elenmemek için elimden geleni yaptım, hayatta kaldım! Camus'nün dediği gibi, insanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermekti. Her gün intihar etmemeye karar verdim. İtiraf ediyorum, Tolstoy'un bu kitabını 1-2 konuda eleştirmek istiyorum. Çünkü "Hiçbir yazar, kitap, insan eleştirilemez değildir" şeklindeki yazılı olmayan kuralı çoktan öğrendim. Alacağım tepkileri hiçbir zaman umursamadan içimdekileri tamamen yansıtmayı tercih ettim. Tolstoy'un bu kitapta aile kavramına bakışını okuduğumda bunun sınırlayıcı bir aile olduğunu gördüm. Evet, insanın ailesi hayattaki en değerli şeylerden biridir. Fakat bazen o aileden ve güvenli yuvadan çıkıp kendi karanlık ormanına doğru dalmak da insana esas benlik bilincini katan şeydir dedim. Belirlenmiş sınırlardan çıkıp henüz keşfedilmemiş yeni sınırlar oluşturmaktı hayat. Diğer eleştireceğim konu ise Tolstoy'un, öğrendiklerimizin birilerine faydasının dokunmadığını düşünmesi. Ben böyle düşünmüyorum. Yaptığım içeriklerle binlerce çocuğa ve gence okuma alışkanlığı, bilinçli bir okur olma ve yepyeni, bilinmeyen kitapların farkındalığını kazandırdım. Bunlar da benim hayatta boşuna yaşamadığım konusunda bir teminat oluyor. Öğrendiklerim ve kendime kattıklarımın başka insanlara da faydası olacak şekilde yansıdığını düşünüyorum. İtiraf ediyorum... Tolstoy'un bu kitapla birlikte bulduğu Tanrı'yı ben de buldum mu? Bunun cevabını %100 olarak belki de kimse veremez fakat en azından 7 küsür milyar insanı silikleştirip sadece O'nu görünürleştirmeyi başarabildiğimi hissettim. Bu his, açık artırmalara milyonlarca dolar para vermeye giden insanların arayışta olduğu hisse pek benzemiyor gibiydi. Artırmalarımı açmaya değil kapamaya karar verdim, o masadan çoktan kalktım, sadece O'nu görünürleştirdim. İtiraf ediyorum... Bilmiyordum. Şu anda ise daha çok şey bilmiyorum. Muhtemelen seneye daha da çok şey bilmiyor olacağım. Öldüğüm anda dünyanın en bilgisiz insanı olmaya ant içiyorum! Okumak da zaten bize "Ne kadar çok şey bilmiyorum" düşüncesini kattığı sürece okumak değil miydi?
İtiraflarım
İtiraflarımLev Tolstoy · Antik Kitap · 201623,1bin okunma
··5 alıntı·
15,8bin görüntüleme
İnci Zadə okurunun profil resmi
"İtiraf ediyorum... Annem ve babam daha küçücük çocukken "Kur'an kursuna gitsin, boşuna geçmesin günleri" dedi. Ben ise gitmedim, oyunlar oynadım, yaşamın tadını çıkardım, mahalle arkadaşlarımla taso oynadım, futbolcu kartlarını ezberledim. Belki de böylesi daha iyi olmuştu. İnsanın esas içinden gelmeliydi böyle şeyler. Peki şimdi durum nasıl? Şu an onlardan hiçbiri inandıkları kutsal kitap olan Kur'an'ı okumayı bilmiyorken hatta bunun için çabalamıyorken ailede bir tek ben okuyabiliyorum."... ..."İtiraf ediyorum... İnancını dünyevi rant amaçları için kullananları hiçbir zaman sevmedim. O yüzden eleştirdim çay edebiyatıyla Allah'ın varlığını kanıtlamaya çalışanları. O yüzden eleştirdim tasavvufu yaşamadan tasavvufçuluk taslayanları. Tolstoy'un bir şeylerin inanç konusunda ters gitmesinin farkındalığı gibi insanların da kendi iktidarlarını sağlamak için dini kullanarak yine insanları nasıl manipüle ettiğini keşfettim. "Sizin dininiz size, benim dinim bana" dedim. İtiraf ediyorum... İnancını ya da inançsızlığını başka insanlara dikte edenleri görünce her zaman onlardan bir adım geri durmayı öğrendim. Bağırsınlar, çağırsınlardı, umrumda değildi. İnancını ya da inançsızlığını kendi içinde, kimseyi rahatsız etmeden ve kırmadan yaşayanları görünce de gıpta etmenin coğrafyasında yeni kıtalar keşfettim. Bunlar beni bir Kolomb kadar ünlü yapmaya yetmemişti ama içime doğru coğrafi keşiflere çıktığımda o zamana kadar neler kaçırdığımı fark etmiştim." Bu üç paragrafa kalbimi bıraktım. Çok, çok teşekkür ederim bu yorum için...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
değerli vaktinizden ayırıp itiraflarıma ortak olduğunuz için esas ben teşekkür ediyorum. bu dönemde insanların anlattıklarına ve kaygılarına ortak olmak oldukça değerli.
1 sonraki yanıtı göster
Zeynep Şahin okurunun profil resmi
"Camus'nün dediği gibi, insanın her gün yaptığı en iyi şey intihar etmemeye karar vermekti. Her gün intihar etmemeye karar verdim." Bir süre bu cümlelerin ağırlığı ve doğruluğu üzerine kafa yoracağım sanırım. Kaleminize sağlık.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
ne güzel. bazı cümleler ağır gelmeli ki sırtımızda taşıdığımız yüklerin farkında olup daha dirayetli günlere yol alabilelim. vaktinizden ayırdığınız için çok teşekkür ederim
şeeri okurunun profil resmi
"Muhtemelen seneye daha da çok şey bilmiyor olacağım" "Okumak da zaten bize "Ne kadar çok şey bilmiyorum" düşüncesini kattığı sürece okumak değil miydi?" Bu sözleri çok beğendim ve katılıyorum. Aynen dediğiniz gibi okudukça cahilliğimizi fark ediyoruz ama cahil olup da cahilliğini bilmeyen ve kendini bir şey sanan birçok insan var maalesef.İncelemeniz de çok güzel ve sizin kendinize yaptığınız itirafları kendilerine bile itiraf edemeyenler var. Dürüstlüğünüz ve cesaretiniz için teşekkürler :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
değerli katkınız için teşekkür ediyorum, kendimize karşı yapmamız gereken çok itiraf var. umarım zamanla bunları sıra sıra yapabiliriz. :) vaktinizden ayırdığınız için eksik olmayın
Ayşegül Demiröz okurunun profil resmi
İtiraf ediyorum: Oğuz artık bir kitap yazmalı :) yazmalı deyince de olmaz öyle tabii ancak bir kitap yazarsan kuracağın cümlelerin içtenliğini ve güzelliğini hissedeceğimi düşünüyorum...
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
çok teşekkürler arkadaşım, öyle bir düşüncem var aslında. zaten bu konuda aklımda belirlediğim parçaların kurmaca yapbozundaki doğru yerlerini arıyorum bu aralar. bakalım... ilerleyen yılda güzel haberler olabilir. :)
Tinuviel okurunun profil resmi
Farklı-farklı paragrafları tekrar-tekrar kaç kez okudum, kim bilir... Her paragrafta anladığım, anlayamayacağım kaç anlam, kaç duygu vardı, kim bilir... Samimiyeti çok başka, çok özel olan bir incelemeydi bu. Kaleminize sağlık efenimm🌻
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
harika olmuş o halde, teşekkür ederim bu kadar değer vererek ilgilendiğiniz için 😌
1 sonraki yanıtı göster
Kübra︎ okurunun profil resmi
Son zamanlarda psikoloji okumaları yaptığınız için, "Tolstoy neden Tanrısız yaşayamadı, yaşayanlar nasıl yaşıyor?" türünden sorularla Tolstoy'un kimlik bunalımının irdelendiği bir inceleme yazacağınızı tahmin ediyordum ama böylesi de güzel olmuş. Emeğinize sağlık.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
o detayları da artık tolstoy okuma rehberi videosunda bulabileceğiz gibi duruyor 🤩 teşekkür ediyorum
Simurg okurunun profil resmi
Son paragraf... Bütün açıklamaların ötesinde ömürlük itiraf olmuş. Güzel bir bakış açısı teşekkürler.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
ben teşekkür ediyorum, yaşasın daha çok bilmemek! :)
Fatma Samsum okurunun profil resmi
Kitap okuyacaktım. Ama You Tube a girdim ve sizin paylaşımınızı gördüm.Okuyup da bir şey anlamadığımdan yarım bıraktığım bir kitaptı. (Ortaokulda okuduğum için) Emeğinize sağlık. Güzel bir kitap incelemesi okuduğuma göre haydi kitap okumaya 😀📖
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
hafif bir ağırlığı var o konuda haklısınız. tolstoy'un erken dönem eserlerine ve gelişimine hakim olup ardından bu kitabı okursanız daha anlamlı oluyor sanırım. :) değerli yorumunuz için teşekkür ederim
Canan Atabey okurunun profil resmi
Çok vurucu bir inceleme olmuş. Bir yerden değil birçok yerden yakaladı beni.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
çok teşekkürler canan, etkili olabilmesine sevindim🙏
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.