Gönderi

~ Aşk böyledir demek ister Shakespeare ; gelir, geçer. Eğer çok ciddiye alınırsa da öldürür. "En iyi şey bile, güzel kullanıştan yoksuna gerçek sonuçtan kaçıp ulaşır kötülüğe." "Acılar da öyledir..." "Yeni bir ateş söndürür başkasının yaktığını, yeni bir acıyla hafifler eski bir ağrı." / 19 ~ Kendi içinde dengeleyemediğin bir duyguyla ilgili, karşındakinden medet umamazsın... Teslimiyet güzeldir ancak aşk deliliğe en yakın çizgide yürütür insanı... Oysa kontrolden çıkan her duygu insanı kontrol etmeye başlar. Bu andan sonra peşinden koşulan şey sevgili değil, kişinin kendini mutlu hissettiği haz halidir ve peşinden yeterince uzun koştuğunuz her şeyin bağımlısı olursunuz. / 19 ~ Daha değerli olanı kaybetmeden, değersize duyulan nefret kurumaz. Büyük kayıpların acziyeti birleştirir düşmanları bile. İnsanlar eksiklerinden tutunur birbirine. Acıyla büyüyüp olgunlaşırlar. / 21 ~ Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar. Ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yok olan ateşle barut gibi. En tatlı bal bile tadıldıkça bıkkınlık verir, aynı tat isteği, iştahı köreltir. Onun için, ölçülü sev ki uzun sürsün sevgin, hedefe hızlı giden, yavaş kadar geç varır. / 23 ~ Gerçek zenginliğin sayılamayacak kadar fazla olduğundan bahseder. Ait hissetmek sahiplikten değerlidir. Oysa insan en geç bunu anlar ve : "Dilencidir ancak servetini sayanlar." / 23 ~ İktidar hırsıyla yanan bir kralın suçunun cezasını yalnızca kral değil, yönettiği halk da çeker. Onur ve adalet gibi kavramlardan yoksun bir kralın ülkesinde yalnızca dalkavuklar yükselişe geçer. Ancak bu yükselişin sert bir inişi de olacaktır. Ezilen sınıfın sabrı fazla görünse de asla sonsuz değildir. / 27 ~ Kanatları olan bir kuş uçmamayı tercih etmez ya da avlanırken yürüyen bir çita göremezsiniz. Performansını sonuna kadar gerçekleştirmek zorunda olduğunu unutan tek canlı insandır. Sınırsız bir akla ket vurabilir ve düşünmekten âciz olabilir. Oysa neydi bütün mesele? "Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!" / 31 ~ Bir insanın ruhuna işkence etmek, vücuduna işkence etmekten çok daha acı verici olabilirdi. / 41 ~ Soylu sinyor, eğer erdem güzellikten yoksun değilse, damadınız zenci olmaktan çok beyaz biridir. / 41 ~ Akılsızca yol alan bir gemi dünyanın en büyük hazinelerine sahip olsa da, batmaktan kurtulamaz. Akıl iyiliğin bekçisidir. Sadece kötülerin aklını kullandığı bir dünyada kötülüğün kazanması kaçınılmaz olacaktır. / 43 ~ Dünyada insanlar, insanlara göstermeye cesaret edemedikleri şeytanlıklarını, Tanrı'ya göstermekten utanmazlar. / 43 ~ Kendini boşa harcamış olur insan, dilediğine erer de sevinç duymazsa. Yıktığın hayat kendininki olsun daha iyi, yıkmakla kazandığın şey kuşkulu bir mutluluksa. / 49 ~ Aşkın gözü kör eden bir tarafı vardır. Kişi kendi duygularının esiri olduğunda, mantıktan soyutlanan ruh haliyle türlü yanlışları doğru kabul eder. Ancak aşkın yaşattığı körlüğün geçici olmak gibi bir özelliği vardır. Zaman geçtikçe kişi adeta bir uykudan uyanıyormuşçasına, gerçekleri görerek verdiği kararların sebep olduğu sonuçlarla yüzleşmek zorunda kalır. / 58 ~ Aslında hissedilen pek çok duygunun gelip geçici olduğu bir evrende, hiçbir acı yeterince kalıcı değildir. İnsanlar değişirken duyguları da değişir. Hepimiz yaşadığımız dünyayı duygularımızla algılayıp, algıladıklarımıza duygularımızla tepkiler veriyorsak, yaşadığımız dünyada tam bir gerçeklikten söz edebilir miyiz? / 60 ~ Doğduğumuz andan itibaren en büyük duygusal açlığımız, onaylanmaktır. Koşulsuz sevilmeye, bağlılığa ve süslü sözler işitmeye ihtiyaç duyarız... Keza insan açgözlü bir varlıktır ve aslında şikayet ettiği eksikliklerin birçoğuna zaten sahip olduğunun farkında değildir. Oysa: "En sefil dilencinin bile ihtiyacından fazlası bulunur çıkınında." / 64 ~ Sevgi, anlatılacak değil yaşanacak bir kavramdır. / 64 ~ Hırs ve açgözlülük, insanın içindeki küçük birer kara leke gibidir. Hepimizde mevcuttur ancak irademiz saf dışı kaldığında lekeler büyümeye başlar. Ta ki, kişi kendisini yok edene kadar... / 68 ~ Oysa yönetim tamamen akıl işidir. Hiçbir yönetici, kendi ihtiyaçlarını, özel hayatını ve duygularını halkın üzerinde tutmamalıdır. / 68 ~ İradesiz bir akılla yola çıkan kişinin niyeti iyi bile olsa sonu kötü biterdi. Kısa süreli zaferlerle geçici histerik mutluluklara kapılan kötüler için de durum farklı değildi. Aslında kimse kötülerin kurbanı değildi bu dünyada. Herkes kendi ego, hırs ve zaaflarıyla kaderini çiziyordu. Kişinin kendine verdiği zararı tüm dünya bir araya gelse bile veremezdi. Aynısı, itibar, başarı ve saygınlık için de geçerliydi. / 68 ~ Kendini bilmeyen çevresini, arkadaşlarını, yönettiği halkı ve hatta öz evlatlarını bile tanımaktan yoksundur. / 68 ~ Bir yandan da insanın içindeki kötülüğün doğayı da etkilediğini vurgular. Kendi ruhumuzda dengeleyemediğimiz her şeyin tezahürünü doğada görmek mümkündür. Kötü bir kalp, kirletir, öldürür ve yok eder. / 69 ~ İnsanın sevdikleriyle sınanırken çektiği acı, en ağır doğa olayının yaşattığı işkenceyi bile geride bırakır. Dışarda yaşananların önemsizliğini ancak içinde kocaman bir ateş yandığında anlar insan. Ama zordur. Yaşamadan anlamadığı için tüm bunları, en büyük cezayı aslında kendine yaşatır. / 70 ~ Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz Değil mi ki ayaklar altında insan onuru O kız oğlan kız erdem dağlara kaldırılmış Ezilmiş, hor görülmüş el emeği, göz nuru Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen’ e Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız koymak var, o koyuyor adama. / 73
Destek YayınlarıKitabı okudu
·
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.