Gönderi

552 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mazlum zalim kadar cesur olmadıkça zulümden kurtulamaz!
Teke Şenliği
Teke Şenliği
, tarihi kurgu ile başarılı şekilde birleştiren ve okuyucusuna faşizm dehşetini iliklerine kadar hissettiren etkileyici ve çarpıcı bir roman. Son derece sürükleyici, bir o kadar da sarsıcı. Mekan Dominik Cumhuriyeti, yıl 1961. Güney Amerika kıtasının tamamı, belki sömürgecilik ve kölelikle yoğrulmuş siyasi tarihleri, ama daha çok da kuzey komşuları Amerika Birleşik Devletleri’nin komünizm korkusu ile desteklediği güçlü, faşist liderler nedeniyle eli kanlı diktatörlüklerin mekanı olmuştur. Ülkemizde pek tanımasak ve bilmesek de bu eli kanlı faşistlerin en acımasızlarından biri, cennetten bir parça olan o güzel Dominik adalarında tam 31 yıl hüküm sürer. Romanın kahramanı işte bu faşist diktatör Molina -tam adıyla Rafael Leonidas Trujillo Molina-‘dır. Üç farklı tarihte geçen üç hikayeyi iç içe kurgulayarak aktarır Llosa. Bu nedenle sık sık zamanda geri-ileri hareket eder, olayları birbirine romanın ikinci yarısından itibaren bağlamaya başlarız. Hikayelerden biri Molina’nın ağzından aktarılır. Diktatörün suikaste uğramadan önceki birkaç saatini onunla beraber geçiririz. Bu kısacık sürede dahi diktatörün günlük yaşamını, önem verdiği ritüelleri, sevip sevmediği insanları, yönetim anlayışını, kafasının nasıl işlediğini, geçmişi ve ailesi ile hesaplaşmasını, şiddete, sekse ve özellikle genç bakirelere düşkünlüğünü ve ilerleyen prostatından duyduğu rahatsızlığı hemen anlarız. Llosa kalemini fırça gibi, bir ressam titizliğinde kullanır; Molina’yı üniformasından yürüyüşüne, duruşundan bakışına kadar kanlı canlı karşımıza çıkarır. İkinci hikaye bundan birkaç saat sonrasına aittir. Molina’ya suikast yapmak için yol kenarında heyecanla bekleyenlere çevrilir gözümüz. Her birinin hayatı ayrı ayrı kısa hikayecikler oluşturur romanda, ama ortak özellikleri, yıllardır Molina’ya hizmet etmeleri ya da Molina’nın sadık ve inançlı takipçileri olmalarıdır. Molina’nın politikasını beğenen, yaptığı taşkınlıkları görevinin gereği kabul eden, onun için sebepsiz yere adam öldürenler şimdi gerçeği idrak etmiş ve ona sırt çevirmişlerdir. Eli kanlı, zalimlikte sınır tanımayan bu diktatör başlarında olduğu müddetçe rahat nefes alamayacaklarını ve ülkelerinin bir geleceği olmayacağını sonunda anlamışlardır. Küçük çapta Amerika tarafından da desteklenen -zira Amerika da bu “kontrolden çıkan” diktatörü bir müddettir ekonomik yaptırımlarla köşeye sıkıştırmaya çalışmaktadır- amatör bir vur-kaç olayı ile Molina’yı öldürmeyi, oluşacak kaosta kendilerine destek veren Savunma Bakanı’nın yönetimi ele geçirmesini hedeflerler. Üçüncü hikaye 37 yıl sonrasına aittir. Molina’nın sadık adamlarından, akıllı, başarılı, kibar Meclis Başkanı Doktor Cabral’ın kızı Urania 14 yaşında iken apar topar ayrıldığı ülkesine geri dönmüştür. Babasının ansızın, beklenmedik şekilde gözden düşmesi ve tüm mevki ve prestijini kaybetmesinin akabinde okumaya Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Urania, geçen 37 yıl boyunca babasını, akrabalarını, arkadaşlarını neden hiç aramadığını, mektuplarını neden hep karşılıksız bıraktığını acı dolu hatıraları ile önümüze serer. Sevilen ve gurur duyulan bir babanın, tutkuyla bağlandığı Molina ve kariyer telaşı uğruna ne kadar alçalabileceğini, daha ergenliğe yeni girmiş kızını nasıl kurban edebileceğini şaşkınlıkla, dehşetle, tiksintiyle okuruz. Bence dört dörtlük bir roman “Teke Şenliği”. Dominik Cumhuriyeti tarihini, dönemin ön plandaki bütün aktörlerini içerecek şekilde, neredeyse bir ansiklopedi titizliğinde aktarmış Llosa. Biraz araştırma yapınca anlattıklarının neredeyse tamamının gerçek olduğunu öğrenmek yaşadığım dehşeti arttırdı. Ben 500 sayfada okuduğum bir kaç zulmü sindirmekte zorlanırken güzel bir ülkenin böyle bir sosyopatın elinde 31 yıl boyunca binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce benzer hikayeye mekan olduğunu bilmek insana inanılmaz geliyor. Molina tüm faşist diktatörlerin prototipi ve uzun iktidarı “Mazlum en az zalim kadar cesur olmadıkça zulümden, zilletten kurtulamaz.” sözünün de canlı ispatı. Zeki, kararlı ve stratejik düşünebilen binlerce başka aday arasından sıyrılabilmesini önce cesaretine, sonra zalimliği ile korku salmasına borçlu ama, roman boyunca acı ile anladığımız gibi, o koltukta bu kadar uzun süre kalabilmesinin ve bu kadar fütursuz olabilmesinin tek sebebi rakiplerinin korkuları ve örgütlenme eksiklikleri. Mazlum kesim yaşanan zulmün, her türlü muhalefetin şiddetle susturulmasının, basının, yargının bir diktatörün elinde maşa olmasının, istihbarat örgütünün yargısız infazlarının yarattığı korku ile sindikçe, zalimin zulmünün daha da arttığını tabii ki görür, görmez mi!!! Sınırlarını giderek daha da zorlayarak veliahtı oğlunu 4 yaşında asker, 10 yaşında general yapan bir başkanın saçmaladığını da bilir elbet. Komşusu sorgusuz sualsiz sürüklenip götürüldüğünde ve işkenceden sakat kalmış halde geri döndüğünde kendisinin hiç bir zaman güvende olamayacağını da tabii ki anlar. Bilir ki iki yol vardır önünde; ya bir şekilde örgütlenerek haksızlıkla mücadele edecek, ya da bir köşeye sinip kendini bu zulümden uzak tutması için Tanrı’ya yakaracaktır. Ama o… Susar. Susması yetmez, rejime en çok desteği o verir. Başkanın peşinde o da bağırdıkça, muhalifleri “rejim düşmanı” diyerek tükürükleri ile boğdukça şeytanı kendinden uzaklaştırabileceğini düşünür. Halbuki diktatörü besleyen o şeytan kendisidir.
Teke Şenliği
Teke Şenliği
eşliğinde çok iyi anlarız ki Molina’nın -ve benzeri diğer tüm diktatörlerin- gücü, haksızlığa karşı susan bu dilsiz şeytanlardan gelir.
Teke Şenliği
Teke ŞenliğiMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 20191,057 okunma
··
233 görüntüleme
Neşe okurunun profil resmi
Muktedirler elde ettiği gücü kendi çıkarları için kullanmayı ne zaman bir hakka dönüştürürler? Benim de payıma bir şeyler düşer beklentisi taşıyan güruhun desteğini arkasına aldıkları zaman. Çağlar boyunca niye hep böyle olmuştur? İkisi de aynı gelenekten geldikleri için. Kısır döngü. Kitabı okumadan önce iyi bir rehber olmuş. İfade biçimin de bilhassa güzeldi. Ellerine sağlık.
AkilliBidik okurunun profil resmi
Çok teşekkürler. Aynen dediğin gibi, büyük yığınlar çıkar ağının bir parçası olmayı kabul ettikten sonra suç ortaklaşıyor. Kiminin hesabına milyar dolarlar, kimine basit torpil düşse de...
Seda okurunun profil resmi
AkilliBidik
AkilliBidik
öncelikle seninle eşzamanlı okuma özlemimizi sona erdiren bir kitap olması bakımından önemliydi, sonra içeriğinin güzelliği ile...İnan bana hiç böyle dev bir eser ile karşılacağımı ummuyordum, o nedenle beklentimi düşük tutmuştum. İnceleme yazacağını bildiğim için köşemde beklemeye çekildim 🤣Eline, diline, emeğine sağlık. Gerçekten bir başyapıt "Teke Şenliği"... Güzel incelemen vesilesi ile buradan, okuma yazma bilen her bireyin muhakkak okuması gerektiği çağrısında bulunmak istiyorum!
AkilliBidik okurunun profil resmi
Sevgili @seda_bera , okuma önerisi senden gelmişti; bir kez daha muhteşem bir eser seçtiğin için ben teşekkür ederim sana. Büyük bir keyif oldu benim için. Herkesin okuması gerektiğini düşünüyorum ben de; bu yaşananları hepimiz bilmeliyiz, korkunun benliğimizi teslim almasına izin vermemek için... İncelememi beğenmene de sevindim arkadaşım, sağol, varol. Ama o köşende fazla kalma sakın, senin usta kaleminden inceleme okumayı dört gözle bekliyorum.
1 sonraki yanıtı göster
Anna K. okurunun profil resmi
İncelemeden kitaba hayran kaldım 😅 Böyle bir kitap nasıl pek bilinmiyor olabilir .. şaşırtıcı
AkilliBidik okurunun profil resmi
Okuyunca daha da hayran kalacağınıza eminim. Çok çarpıcı, çok başarılı. Bazı sahneleri eminim ki yıllar da geçse aklımdan silinmeyecek.
1 sonraki yanıtı göster
Bahadır Çavuşoğlu okurunun profil resmi
Harika bir inceleme yapmışsınız kaleminize sağlık. Tam benlik bir eser anladığım kadarıyla, sepetime mutlaka eklemeliyim :)
AkilliBidik okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 😊 Beğeneceğinize eminim, fazla beklemeyin derim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.