Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

370 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
İnceleme 11
Gençlik yıllarından beri zihninden çıkmayan intihar düşüncelerini buradaki öykülere aktarmış, Zweig. Kitabı bitirmek için çok zorlandım. Gerçekten güçlü ruh sağlığı olmayan insanlar için intihara teşvik gibi bir kitap. Son sayfaya kadar içimdeki karamsarlık, ölüm düşüncesi gitmedi. Bitirmek çok zordu ama bitirebildim sonunda. Bu tür konulara fazla hassasiyeti olan insanların uzak durmasını öneririm. Kalemini inceleyecek olursak, söyleyecek tek bir kelime yok, çok büyük yazarsın Stefan Zweig. İçinde yedi ayrı hikaye bulunuyor. Bir Çöküşün Öyküsü: Kendisini sadece başka insanların ilgileriyle beslemiş bir kadının ilgisizlikle başa çıkamama hikayesi. Madalya: Ah beni çok derinden etkiledi. Gerçekten çaresiz albaya öyle üzüldüm ki. Son kısmında aklıma Ronald Harwood'un piyanist filmini getirdi. Oradaki kadar anlamlı olmasa bile ikisi de çok etkileyici anlar. ~SPOILER~ Bezginlik: Bu bölüme geldiğimde sonunda bir ölümün beni karşılamamasını diledim. Ama istediğim gibi olmadı. Zaten bölüm bittikten sonra devam etmek için çok zorlandım ve bir süre ara verdim, farklı kitaplar bitirmek istedim çünkü psikolojik olarak bir ölüm daha kaldırabileceğimi düşünmüyordum. Diğer bölüme geçmek çok zordu. Amok Koşucusu: Doktordan nefret ediyordum açıkçası ama Bir Yüreğin Ölümü'ndeki yaşlı adam kadar değil. Ölmesini istememiştim ama şaşırmadım. Ay Işığı Sokağı Leporella: Bu öyküye başlayabilmek için epey kendimi zorladım, ilk sayfalarını tekrar tekrar okudum. Evden uzakta kaldığım bu günlerde, kendimde bu kitabı bitirme gücünü bulabildim. Hayatı boyunca sesini dahi gerekmedikçe kimseyle paylaşmayan bir kadın, gün geliyor rüyalarına giren bir adamla peş peşe bir çok suçu paylaşıyor. Bunu paylaşmak bile hayatına neden katarken, suç ortağını kaybettiğinde yaşamasına ne gerek vardı o 'çirkin hayvan'ın zaten? Leman Gölü Kıyısındaki Olay: Sizi anladığını, yardımcı olmak istediğini söyleyen ama söylediğiniz cümlelerden hiçbir şey anlamayıp acıyan gözlerle bakan insanlarla aynı evin içinde yaşamak gibiydi Boris'in hikayesi. Hiç yabancılık çekmedim. O kadar ben ki... Kendimi onun gibi, arkamda kalan hiç kimseyi düşünmeden, uyur gibi bırakabilsem keşke mavilere.
Amok Koşucusu
Amok KoşucusuStefan Zweig · Can Yayınları · 2017111,4bin okunma
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.