Gönderi

144 syf.
·
Puan vermedi
“Hayatın yüküne dayanamayanlar son alışverişlerini yapıyorlar.” Birbirinden keyifsiz, karamsar insanlardan oluşuyor Tuvache ailesi. Üç çocukları var. Çocuklar intihar eden ünlülerin ismini taşıyorlar. Van Gogh'un Vincent'ı, Monroe'nun Marilyn'i ve bir de Turing'in Alan'ı var. Alan ailedeki güneşli havayı anımsatan tek ruh. Daha bebekken anlıyorlar onlara benzemeyeceğini. Gülmeyi, şakalar yapmayı ve yağmuru izlemeyi seviyor. Ailenin hiçbir bireyi haz etmiyor ondan. Benim çocuğum değil diyor ebeveynler. Farklıysan aykırısın, istenmezsin. Hepsinin tek işi var; intiharın en güzelini sunmak. İntihar dükkanında müşterilere onları ferahlatacak ölüm yöntemleri sunuluyor; zehirli şekerler, asmak için ip, bıçaklar, kılıçlar, silahlar, fakir insanların kendilerini boğmaları için poşet, öpücükle zehirleme... İntihar dükkanı ironik bir yer. Hayatı yaşamaktan yorulan, ölmeyi düşünüp şeklini düşünmek istemeyenlerin uğrak yeri. “Hoş geldiniz!” İle karşılanan “elveda!” İle müşteri uğurlanan bir yer. Asık suratlı olmak birinci kuraldır. Ölmek isteyen biri hayat dolu birini görmek istemez. İlginç fikirler bulan bir işletmeci ve ailesinin yer yer traji komik ironilerle anlatıldığı bir eser. İntihar! Ne korkunç anlam ve betimlemeler taşıyan sözcük. Kitap isminden ötürü kasvetli ve ürkütücü olsa da ironilerle bol kahkaha sunuyor. Tabii her anlatımın bir çizili satırları ve sezgilere hitabı var. Bu da öyle bir şey. Ne olursa olsun intihar ana konu. O yüzden kasvetli, bulutlu havayı ve loş ışıklı dükkanı tezgah arkasında izledim. İnsanlar dize dize sıralanıp gittiler. İnsan öleceğini bilerek yaşayan ve bunu istikrarlı bir şekilde unutarak yaşayan tek varlıktır. Hayat; insana gül bahçesi vadetmiyor. Küçük büyük herkesin bu hayattan muzdarip olduğu bir imtihanı var. Bir bebek doğduğu anda ölüm korkusu ile tanışır. Doğum bir misafirliktir. Dünyada ekip biçip gideceğimiz bir sofra. Fakat bir konu var ki; duygular, işte o noktada insana kemik, kan ve etten oluşmanın ötesini hatırlatıyor. Meşhur bir anlatı vardır. Bir adam evden çıkarken intiharı düşünür. Kendi kendine şunu söyler: Bir kişi bile selam verirse intihar etmeyeceğim. Tüm yol boyunca bir kişi bile onu görmez. Kendini köprüden atar. Başkalarının bizdeki duygu etkisi azımsanmayacak kadar çoktur. Çünkü birinin selam vermesi; seni önemsiyorum, seni gördüm deme şekildir. İşte kitapta da böyle bir bölüm var. Bu alışverişlerden biri ve en çarpıcısı bana yukarda anlattığım olayı anımsatan diyalog şuydu. Parasız ve evsizin biri intihar dükkanına gelip bir ürün ister. Fakat parası olmadığı için bir ürün talep edemeyeceğini söyler. Satıcı kadın ona boğma poşetini hediye eder. Ve adam o anda şöyle bir cümle kurar: “Hayatımda birkaç kişi sizin gibi bana iyi davransaydı, belki intihar etmek zorunda kalmazdım.'' Kendisine ölmesi için poşet hediye eden satıcı kadına minnetle konuşan bir umutsuz. Her şeye rağmen borçlu ölmüyor bu adam. Borcunu ölürken ödüyor, boğulurken poşetin üzerinde intihar dükkanı reklamını vererek. Kiminin felaketi kiminin mutluluğu oluyor dedikleri. Madam Lucrecre iyiliğini izledi adam ölürken. Ve poşette reklamının şiştiğini gördü garantili ürünün gururunu taşırken. Hüzünlü bir ruh hali bir mikroptan daha hızlı öldürür insanı. Çoğu insan fiziksel ölmeden ruhen ölüyor. Öyle bir şey duygu dediğimiz halimiz, benliğimiz. Bu yüzden insan ilişkilerinde, toplumda var olmada çoğu insan yorgunluklar yaşar ve ölüme kendi gitmek ister. Sonuna karar vermeyi kendinde bir zamana bağlar. İntihar etmek isteyen hiçkimsenin hayat hikayesine değinilmez. Dükkana sürüklemiş hikayesi kişide saklıdır. Tek bir gerçek vardır; bu garantili ölüm için son alışveriştir. Pazarlıklarda söylenen tek söz: “Yarın bir harcamanız olmayacak.” Müşteriler ile diyaloglar genel olarak böyledir. Kitabın özü intihar dükkanını işleten ailenin aile hayatı ve yaşantısı. Evin en küçüğü Alan hepsinden farklı olduğunu söylemiştik. Kendisiyle barışık olmayan ve intiharı düşünene bir kadına söylediği sözler yaşının çok üstünde sözlerdir. Kalıp değil, yürek konuşuyor dedikleri. “Adınız ne? —Noemie Ben Sala-Darjeeling Ne güzel bir ad Noemine... Sevin Naomine’yi. Ne kadar sempatik olduğunu göreceksiniz. Evinize götürün maskesini. Siz ona gülümseyin, o da size gülümseyecek. Ona iyi bakın, sevgiye ihtiyacı var. Yıkayın, koku sürün, şık giydirin, iyi hissettirin. Onu kabullenmeye çalışın. Sizin dostunuz, sırdaşınız olacak ve birbirinizden ayrılmayacaksınız hiç. Birlikte hep güleceksiniz!... iyi bakın ona. Hak ediyor bunu.” Ve siyasetin liderleri toplu intihar düşünür ve bunu canlı yayında yapmaya karar verirse.... Alan onlara gülme tozu gönderirse... ticari düşüş ve kötü reklam olmuştur. Özünde çok sempatik olan bu olay dükkanın işlerini etkiler. Artık bunalım yönünü değiştirir. Bir gün dükkan sahibinin ya da evdeki herhangi birinin ölümü seçme fikri olur mu dersiniz? Ölümü sunma çalışmaları bir nevi Azrail’in dünyadaki temsilcileri gibi davranan bu ailenin diyalogları “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” modunda. İşler kendilerine dönerse telaşe ne olur? İşte herkesin buradan payı var. Aynı zamanda kendimize de soralım. Kimlerin intihar dükkanı olduk? Kaç kişinin intiharı düşlemesine sebep olmuşuzdur? Ya kendimiz kaç kişi yüzünden, kaç sebepten intiharı düşledik? Ölümünü ve cenazesini düşlemeyin yoktur. Bu yüzden bir intihar varsa aslında katil değil, katiller vardır. Dolaylı yoldan etkileyenler...Ama hayat biriciktir unutmayalım, hiçbir şey yaşamayı terk etmeye değmez. Bu dünyada yeri doldurulmayacak hiçbir şey yoktur. Sadece siz kendinize değer verirseniz dengeler değişir. Güç insanın kendisinde. Bir şekilde hepimiz birbirimizi etkiliyoruz. Güçlü olan ve realist düşünen ölümün çare olmadığını biliyor ve bu yoldan sadece düşünmekle geçip gidiyor. Yaşamak ve nefes almak her şeye rağmen hayata dair umutlar taşımak yaşamanın mayasıdır. Bunu unutmayalım. Ölüm bir seçenek olmasın zira zamanı gelen zaten gidecek. Yaşam standartlarımız bizi zorluyorsa bakış açımızı değiştirmeliyiz ve yaşamalıyız. Bir gün son gelecek. Keyifli okumalar!
İntihar Dükkanı
İntihar DükkanıJean Teule · Sel Yayıncılık · 20207,6bin okunma
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.