Gönderi

144 syf.
6/10 puan verdi
Olmasa da olur
Bu kitap için İthaki yayınları çevirisini tavsiye etmiyorum. Çevirmen yerine yayınevinin adını verdim, çünkü kitap çevirilerinde çeviri kalitesi, gerek ödenen ücret, gerek tanınan süre, gerek editörlük/redaksiyon aşamalarıyla tamamen işletmenin sorumluluğunda olan bir konudur ve nihai üründe kaliteyi tesis etmesi gereken de yayınevidir. İmla yetersiz, çeviri karışık, kelime seçimleri can sıkıcı. Bazı uzun cümleler tamamen anlamsız. Keşke orjinalinden okusaydım dedirtti. Orjinal dilinde daha keyifli olabilirdi. Bu kitapta açıkçası pazarlama stratejisine kapıldım; kapak tasarımı, sayfa kalitesi filan süper. Özellikle görsel olarak kütüphanemde olmasını istedim. Ancak esasında, kitabı kitap yapan da kullanılan dilin kalitesidir. Kitabın konusuyla ilgili genel yorum yapacak olursam; yazıldığı dönem için heyecan verici, ilginç olabilir; fakat milenyum insanı bendeniz için çığır açıcı değildi. Okumasam da olurdu dediğim bir kitap. Ne bileyim, oturup üzerinde düşünebileceğim, analiz kasabileceğim bir şey de bulamıyorum. Ayrıca çok fazla eksik nokta kaldı, bunlar da acı tat bıraktı. Konu da öyle insanı içine çeken bir konu değil. Yok, ben sevemedim. Okurken bir yandan kafamda hollywood klişelerine dayalı bir film çekmiş oldum; sadece o açıdan güzeldi. *spoiler* Milenyum insanı demişken...kitabın sonuna kadar sürekli bir “plot twist” beklentisi içindeydim. Acaba dedim, çocuklar aslında çocuk değil de çocuk bedeninde birer yetişkin miymiş...yoksa yoksa, acaba ortada mürebbiyeyi delirtmeye yönelik bir komplo varmış da bayan grose da bu komplonun bir parçası mıymış...aa şey dur dur, kapaktaki resimde çocukların gölgesi büyük mürebbiyenin gölgesi yok. Yoksa asıl hayalet mürebbiyenin kendisi miymiş... referans aldığım filmler kafanızda canlanmıştır, şimdi ekstra spoiler olmasın. Bu ihtimallerden biriyle, ya da daha iyisi, bambaşka bir şekilde sonlanır diye umarken sonu dümdüz bitti. Hem de çok alakasız bir şekilde. Ne amcanın sona bir etkisi oldu, ne diğer karakterlerin. Mürebbiyenin kafasında kurduğu kısımlar gerçekten kitabın ilerleyen bölümlerinde işlenmiş olsaydı oradan ne malzemeler çıkardı aslında. Ne diyeyim, yazık olmuş.
Yürek Burgusu
Yürek BurgusuHenry James · İthaki Yayınları · 20181,747 okunma
·
676 views
Kamil Murat okurunun profil resmi
Bence bütün çeviri kitap incelemelerinde tercümenin kalitesini en öne koymak doğru bir tutum. Okuyucu bilinen yabancı bir eseri okuma heyecanıyla kitap aldığında niteliksiz bir çeviri yüzünden hevesi kursağında kalmamalı. Ayrıca çeviri konusunda özensiz davranan kitapevleri, yayınevlerinin adlarını incelemelerde anmakta fayda var.
Violet okurunun profil resmi
İşin içinde olduğum için böyle durumlarda tercümanı eleştiri hedefi yapmam; şayet okuduğum şey google translate’den hallice değilse tabii. Çevirmen bu kitapta bence elinden geleni yapmaya çalışmış ama ben kendisine yeterli süre tanınmadığını ve/veya editör desteği sağlanmadığını düşünüyorum. Okuduğum metnin geneli bende bu kanıyı uyandırdı. Ayrıca bir metin redaksiyondan geçmeden, tüm imla hataları, anlam düşüklükleri düzeltilmeden bitmiş ürün sayılıp piyasaya sunulmamalıdır. Yani en azından ben artık hiç değilse ülkenin tanınan, bilinen, okunan, belli bir itibarı olan yayınevlerinden bunu bekliyorum. Bu yaşıma geldim, kitapların çeviri ve imla sorunları hala düzelmedi gitti. Küçükken de beynim yanardı, hala beynim yanıyor. Ondan sonra kızıyorlar insanlar az okuyor diye cık cık cıkss... Yayınevleri, çeviri büroları redaksiyona, editörlüğe, hatta bazen çeviriye:) bütçe ayırmak istemiyorlar. Ayıran yayınevleri de fiyatı ziyadesiyle abartıyor; örn: metis Yani bir orta yol bulunmalı bu konuda.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.