Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

248 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Dışarıdan -ama gerçekten dışarıdan- psikoloji okuyan, başka bir deyişle kendini bu disiplin hususunda kendi kendine eğitmeye çalışan biri olarak, bu kitabı okuduğuma oldukça memnunum. *** Kitap, 1920’de verilen bir dizi konferansın bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Bu bilgi önemli çünkü bize hem psikolojinin 20.yüzyıl başındaki gelişim çizgisini gösteriyor, hem de modern psikolojinin kurucu babalarından sayılan Alfred Adler’in konferanslarına konu edecek önemi atfettiği konuları izleme şansı sunuyor. *** Kitabın ismi, muazzam. Başka bir isim, bu içeriği daha iyi tanımlayamazdı. Zira Adler’i kitap boyunca deyim yerindeyse bir “bilimsel insan sarrafı” olarak dinliyoruz. İnsanlığın türlü hallerini, duygulanımlarını, ilişkilerini, zayıflıklarını ve silahlarını tane tane anlatıyor. Hatta öyle ki, kendinizde yahut çok yakınlarınızda gözlemlediğiniz bazı şeylerin altında yatan birtakım sinsi nedenleri Adler’den dinledikçe, yazarın karşısında savunmasız hissedebilir; bunların böyle dobra dobra yüzünüze vurulmasına sinirlenebilirsiniz. Habire yoğunluktan şikayet etmenin, başkaca sorumluluk yüklenmesi tehlikesine karşı bir savunma olması; hastalığın, yakınlarımız üzerinde bir otorite kurma aracına dönüşmesi; öğrencilikten çıkamama sendromu ile bu sendromun iş yaşamında kişileri sürüklediği davranış örüntüleri ve pek çok başka meseleden biri veya birkaçı size de bana olduğu gibi irili ufaklı aydınlanmalar yaşatabilir. *** Psikolojiye giriş kitabı olarak önerilebilir mi? Ben alandan değilim, bir şey söylemem zor. Ama şu çekinceyi koymakta fayda var: 1920’de verilen konferanslardan söz ediyoruz. 2000’lerde kaleme alınmış bir psikoloji kitabıyla aralarında, yalnızca kabul gören teorik açıklamalar ve elde edilen ampirik bulgular açısından değil, aynı zamanda bilimsel bilginin sunuluşu hususunda da farklılıklar bulunacaktır. Bugün, çok daha fazla veriyle çok daha ihtiyatlı çıkarımlar yapan ve bunu çok daha mütevazı iddialara dönüştüren akademi ve bilim dünyası gözüyle Adler’in “dövme bir kibir göstergesidir” ifadesi sorgulamaya epey açık görünüyor. *** 100 yıl öncesini ve modern psikolojinin ebeveynlerinden birini sanık sandalyesine oturtmadan huzurunuzdan çekiliyor ve Alfred beyefendi ile karşılaşırsanız dövmelerinizi saklamanızı öneriyorum.
İnsanı Tanıma Sanatı
İnsanı Tanıma SanatıAlfred Adler · Cem Yayınevi · 20194,380 okunma
·1 alıntı·
468 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.