Gönderi

304 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 8 days
"Bir Hayata Dokun"
"Hayatım boyunca almış olduğum kararlar yüzünden ve önemsiz şeylere haddinden fazla önem verdiğim için kendimi tenkit ettiğimi hatırladım. Peki ne yapacaktım? Hayatımın geri kalanında daha önceden almış olduğum kararları gözden mi geçirecektim yoksa cesaret edip yeni kararlar mı alacaktım?" Pam Cope. -tabiri caizse- Hayat yolculuğu 16 yaşında tanıştığı ve liseyi bitirdikten sonra evlendiği Randy ile birlikte başladı. İlk ve tek öz çocuğu (neden öz kelimesini vurguladığımı birazdan anlayacaksınız) olan Jantsen çok geçmeden gözlerini dünyaya açmış, ancak bir şeyler ters gitmiş ve yoğun bakım ünitesinde 9 günlük endişeli bir bekleyişin ardından bu neşe dolu çift bebeklerini kucağına aldılar nihayetinde. Jantsen doğduktan birkaç yıl sonra ortak bir kararla Crista'yı evlat edinmişlerdir. Crista ile Jantsen uyum içinde kocaman ve o günün şartlarında lüks sayılabilecek koşullarda büyüdüler. Fakat bu ortam, Crista 11, Jantsen 15 yaşına geldiğinde ani bir ölüm ile ortadan ikiye yarılmıştır âdeta. Jantsen, ardında kimsenin tahmin edemeyeceği müthiş armağanlar bıraktı. Oğlunun ölümü vesilesiyle -vesile burda doğru kelime mi¿- Pam, varoluşunun sebebini bulmak için ne zamandır içinde sürüklendiği, pusulasız bir denizci gibi boşa dümen çevirdiği çemberden kurtuldu. Anakaraya vardığı ilk an varoluş sancısı bir anda panikleyerek uzaklaştı. Amerika sahillerinden yola çıkarak ve devasa bir okyanusu katederek ulaştığı Vietnam, ilk durağı oldu. Bu mesafe bir insan için oldukça fazla iken, seyahat kavramı bir marketten başka bir markete ve akrabadan akrabaya gezdiği yol haritalarından ibaret olan Pam için inanılmaz bir olaydı. Vietnam'da karşılaştıkları durum içler acısıydı. dipnot:) Vietnam'ın yakın tarihini ele alırsak kısaca şöyle özetlemek mümkün: Komünist bir hükumet, ülkeyi kapitalist bir ekonomiyle yönetiyor. Ülkede tek partili bir sistem var (yani liderlerin seçim derdi yok) ve politik fikir ayrılıkları ve gösteriler hiç hoş karşılanmıyor. 1986 yılında Komünist Parti kapitalist ekonomiye geçmiş ve buna 'doi moi' yani 'yeni değişikler' demiş. Merkezi bir ekonomiden serbest pazara geçilmiş ve kapılar yabancı yatırımcılarla tacirlere açılmış. Şimdilerde çocuklar dahil herkes para kazanmanın önemini öğrenmiş gözüküyor. Buluğ çağındaki çocuklar sigara ve çakmak, erkekler Hindistan cevizi ve şekerli muz, hamile kadınlar ise fotokopide çoğaltılmış turist kitapları satmaya çalışıyor. Her şeyin satılık olduğu bir yer düşünün. Son 10 yıldır turizm patlaması yaşandığından Amerikan doları en az yerel para birimi 'dong' kadar yaygın. Kapitalist herhangi bir ekonomide olduğu gibi toplum; üst, orta ve aşağı sınıflara bölünmüş. Turistleri ağırlayan otel ve kafeleriyle bazı sokaklar New York’un ihtişamlı ve parlak caddelerini aratmayacak şekildeyken, geriye kalan sokaklar daha önce görülmemiş bir fakirlikle yüzleşmekte. Öte yandan çocuk ticareti ve seks köleliği de azımsanmayacak derecede. Bu açıklama muhakkak durumun vahimliğini gözler önüne seriyor. Vietnam'da işte bunlar yaşanırken Pam, tüm bu yaşanmışlığa tanıklık ediyor. Yolculuğu esnasında uçakta tanıştığı ve sonradan en yakın arkadaşı olan Vietnamlı Mai ile pek çok şey başarıyorlar. Onca emek ve fedakarlığın sonucunda 224 çocuğa ev sahipliği yapan altı eve eğitim, yiyecek ve barınma gibi temel ihtiyaçlar sunuyorlar. Ve Pam “Touch a Life”, Türkçesi ile ‘Bir Hayata Dokun' manasında bir dernek kuruyor. Bu dernekte emeği olan onlarca isim var ancak şuan hatrımda değil. Onların da birbirinden farklı ve anlamlı hikayeleri var, bunları duymak ve siz de ucundan da olsa bu yaşanmışlıklara tanıklık etmek için kitabı hiç tereddüt etmeden alın ve okuyun. Zaten roman tadında otobiyografik bir anlatımı olduğundan oldukça kolay okunuyor. Pam, bu sefer de Vietnam'daki bir yetimhaneden Van ve Tutam'ı evlat ediniyor. Gelelim ikinci durak olan Kamboçya'ya. Başkenti Phnom Penh’dir. Şehrin telaffuzu zor olmakla birlikte, burda yaşayan yerli insanların hayat koşulları da zor. Kamboçyalı birçok insan, zor şartlar altında hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor. Kamboçya'nın ekonomik ve sosyal şartları, Vietnam'ınkinden çok daha kötü... 20.yy'da Kamboçya halkının başına gelenler korkunç. Burada Pam ve arkadaşı Marie AİDS'ten muzdarip 16 aileye ev temin etmiş ve Marie kendi çabalarıyla 100'den fazla çocuğa bir yetimhane kurmuş. Ayrıca yaşlılar bakımevinde de çalışmaları sürüyor. Çok kısa süren bir durağımız da Haiti. Amerika kıtasında bir ada ülkesi. Başkenti Port-au-Prince. (auu esprisi yapmak isterdim ama sırası değil) Burada da yardıma ve umuda ihtiyacı olan binlerce çocuk var. Pam elinden geleni elbetteki ki esirgemiyor, ancak Haiti'de bir takım güçlüklerle karşılaşıyor. Yanılmıyorsam buradaki faaliyetleri uzun soluklu olmuyor. Son durak, Batı Afrika'da Gine Körfezi'nin kucakladığı, Sahra Altı Afrika'ında İngiltere'den bağımsızlığını alan ilk ülke: GANA. Pam buraya bir gazete küpüründe, nelere vesile olacağını bilmeyen bir gazeteci tarafından kaleme alınan ve fotoğraflanan Mark'ı görüyor. O ve daha binlerce çocuk, Gana'nın nerdeyse tek geçim kaynağı olan balıkçılıkda çalışması için aileleri tarafından balıkçılara satılıyorlar. 'Nasıl bir aile bunu evladına yapar?!' dememek lazım ilk bakışta. MECBURİYET. Eğer çocuklarını satmazlarsa o sene hiçbir şekilde yiyecek giremeyecek evlerine. Geçim kaynağı yok, su yok, kuraklık ciddi bir durumken ekin biçmeyi bırak ekemiyorlar bile.... (etik bakımından düşünülürse ‘kim canından bir parçayı satmayı düşünebilir ki?’ klişe olacak ama ‘coğrafya is kader’) Durum böyle olunca Batı Afrika'nın en büyük gölü olan Volta Gölü'nden medet umuluyor. 'Çocuğumu şimdi satarsam daha iyi bir geleceğe sahip olabilir ve en azından açlıktan ölmez' gibi düşüncelerle birkaç sene sonra almak karşılığıyla balıkçıların eline teslim ediyorlar. Bu antlaşma tahmin edersiniz ki güvenli bir teminat sunmuyor. Ağır koşullarda çalışmak zorunda bırakılan çocukların büyük bir kısmı bu şartlara dayanamıyor. Dayanabilen çocuklar ise büyüdüklerinde yine kendileri gibi çocukları satın alıp böyle bir döngünün kurbanı oluyor. Volta Gölü-Wikipedia bilgi Yüzey alanı bakımından dünyadaki en büyük, su hacmi bakımından ise dördüncü büyük yapay su gölüdür. Bütünüyle Gana sınırları içerisinde yer alır. Volta Nehri, barajın elektrik santralinin ve savaklarının çıkışlarından Gana'nın en güneyine, Atlas Okyanusu'na doğru akar. Göl, 1916 yılında Albert Ernest Kitson tarafından tasarlanan, fakat inşasına ancak 1961 yılında başlanan ve 1965 yılında tamamlanan Akosombo Barajı tarafından oluşturulmuştur. Volta Gölü'nün inşasından dolayı yaklaşık 78.000 kişi ve bunlara ait 200.000 hayvan yeni kasaba ve şehirlere taşınmışlardır. Ticaretlerini Volta Gölü üzerinde yapan balıkçıların çoğunun Gana ve çevre ülkelerden kaçırılan çocuk köleleri kullandıkları bilinmektedir. Gana merkezli çocuk köleleri kurtarmaya yardım eden bir sivil toplum kuruluşu olan Challenging Heights, Gana'da yılda 24.000'den fazla çocuğun, çoğu balıkçılık sektöründeki tehlikeli işlerde çalışmaya zorlanan çocuk işçilerin kötü çalışma şartlarına kurban gittiğini tahmin etmektedir. Uluslararası “Free the Slaves” sivil toplum örgütüne göre, bu olayların kölelik ve kaçakçılık karşıtı yasal düzenlemelere rağmen sürüp gitme sebeplerinden bazıları, hukuk kurallarını uygulama konusunda kaynak yetersizliği, uygulamaya karşı güçlü bir sosyal baskı olmaması ve işin kazanç sağlayıcı doğasıdır. Pam araştırmalarını bitirdikten sonra 5 ay içerisinde Akra’ya ayak basıyor. Burada George ve Fred vasıtasıyla (ve ismini sayamadığım güzel insanlar sayesinde) Pam, mutluluğu ve acıyı aynı anda iliklerine dek hissediyor. Yaşam Köyü ve Umut Köyü. Çocuklara hayat bahşeden harika yapılanmalar. Pam buraya şimdi isimlerini sayacağım çocukları kazandırıyor: Mark, Kofi, Sarah, Hagar, John Arthur, Kojo, Ezekiel, Ebenezer, Regina, Kobi, Teteh Ve Israel. Yukarda isimleri geçen çocuklar ve binlercesi, yaşamayı ve hayatın zevklerini tatmayı en az dünyanın ger kalanındaki çocuklar kadar hak ediyorlar. İncelememi burada sonlandıracağım, umarım yararlı olmuştur sizin için, buraya kadar okuduysanız çok çok teşekkür ederim. Sevgiyle kalın. touchalifekids.org Bu siteden Touch A Life hakkında daha çok bilgi sahibi olabilirsiniz.
Jantsen'in Hediyesi
Jantsen'in HediyesiPam Cope · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 201132 okunma
··
500 views
Yüs okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş, merak ettim doğrusu kitabı
Zeynep Arslanoğlu okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, gerçekten merak edilesi bir kitap. Bu kadar az okunması yürek burkucu...
Zeynep Arslanoğlu okurunun profil resmi
Saydığım isimler arasında George ve Fred'in aynı anda zikredilmesi rastlantı olamaz bence. 🥺
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.