Gönderi
İslam Deklarasyonu
Muhafazakalar ve Modernistler
İslami yenilenme fikrine, her zaman iki tip insan tarafından karşı çıkılmaktadır:Muhafazakarlar eski tip reçeteleri, modernistler ise başkasına ait (yabancı) reçeteleri istemektedir.
İslamın İfrat ve Tefritten fazlasıyla nasibini aldığı bu çağda Müslümanlar belki de en fazla geniş ufuklara ihtiyaç duymaktadır. Bu ise ancak doğru eğitim ile mümkündür. Batı güçlerinin Müslüman bölgelerindeki eğitimi istila ettiğini göz önünde bulundurursak ümmet olarak bu konudaki durumumuz hayli vahimdir.
Dünya gelişimi içinde ortaya çıkan yeni durumların düzenlenmesi İslam'ın bütünlüğüne yönelik saldırı olarak görülmektedir. Aliya İzzetbegoviçin betimlemesiyle belki burada İslama karşı bir sevgi duygusu vardır, ancak bu patolojik, gerici ve dar ufka sahip insanların sevgisidir ve henüz canlı olan İslam düşüncesini boğan insanların sarılışından başka bir şey değildir.
Bizim Zamanımızda İslam Düzeni
İnsan ile insan ve insan ile cemiyet arasındaki ilişkileri tanzim eden değişmez İslami prensipler mevcuttur, ancak değişmeyen ebedi olarak verilen hiçbir İslami üretimsel, toplumsal veya siyasi terkip bulunmamaktadır.
Sürekli gelişen ve üreten dünya karşısında İslam'ın böyle bir hükmü olmamasına rağmen, 15 asır öncesinde sabit kalan (hapsolan) ümmet olacaksak gerici olarak itham edilmemiz elbette kaçınılmaz olacaktır. Daha kötü olan kısım ise bu ithamın haklılık payı olmasıdır.
İslami Düzen
İslami hareket, ahlaki ve sayısal güç ve çoğunluğa ulaştığında sadece var olan gayr-i İslami iktidarı yıkmak için değil, yeni İslami iktidarı inşa edebildiği vakit iktidarı teslim almaya çalışmalı ve yapabilmelidir. Burada erken davranmak tıpkı geç davranmak gibi tehlikelidir.
Burada Kudüs ile ilgili iki örnek üzerinden gitmek istiyorum.
İlki yazar Taha KILINÇ şu cümlesi; Müslüman dünyası vahdetten bu kadar yoksun ve ihtilaf içerisindeyken gayr-i Müslimlerin Kudüs'ten çekildiğini ve Müslümanlara bıraktığını düşünelim. Ümmet olarak ihtilafa düşmeden Kudüs'ün yönetimini adil ve birlik halinde sağlayabilecek miyiz?
İkincisi Selahaddin Eyyübi'nin en büyük hayali Kudüs'ü feth etmek olmasına ve yeterli askeri gücü elinde bulunmasına rağmen ümmetin ahlaki açıdan Kudüs'ü feth etmeye hazır olmadığına kanaat getirerek 8 yıl sürecek olan ahlaki reformdan sonra Kudüs'ü feth etmek üzere yola koyulacaktır.
·
217 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.