Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.31
Gönderi
80 syf.
8/10 puan verdi
Stefan Zweig'den etkilenmemek mümkün değil. Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor kitabında üç öykü bulunur. Her bir öykü insanlığa ders verecek nitelikte. Bu öykülerin genel özelliği sanatçı, bu sefer dini hikayeleri kendi üslubuna uyarlayarak anlatır.
Gelelim öykülerimize..
*Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor
Hz.Yakup'un Yahudiler için ne kadar önem arz ettiğini hepimiz biliyoruz. Bu öyküsünde Zweig, Yakup ile karısı Rahel arasında geçen ilişkiyi anlatır. Bu ilişkinin sonucunda Rahel'in Tanrı'yla hesaplaşması söz konusudur. Kendi içinde yaşadığı çatışmanın bir tezahürüdür bu hesaplaşma. Şunu da belirteyim Rahel, Yahudiler tarafından Yusuf peygamberin annesi olarak bilinir.
"Fakat Tanrı susuyordu. Yeryüzünde ve gökyüzünde ve hatta süzülen bulutlarda Tanrı'nın suskunluğunda, zaman durur, ışıklar söner, gündüz geceden ayırt edilmez ve hem bu dünyada hem de öte dünyada yaratılışta olduğu gibi bir boşluk, bir sessizlik hakim olur. Hiçbir şey hareket etmez, hiçbir nehir akmaz, çiçekler açmaz, denizler bile dalgalanmaz Tanrı bir şey demedikçe. Hiçbir fani kulak sessizliğin bu uğultusuna dayanamaz, hiçbir fani yürek bu korkunç boşluğa, içinde sadece Tanrı'nın yaşayabileceği ve Tanrı sustukça hiçbir yaşamın varlık gösteremeyeceği bu boşluğa dayanamaz"
**Üçüncü Güvercinin Hikayesi
İkinci öykü olarak karşımıza çıkar. Bu öykü de Nuh Tufanı örnek alınarak yazılır ama bu öykünün bildiğimiz tufandan bir farkı vardır.
"Barışı bulmak için dünyamızın üzerinde uçup durmuş, fakat ne tarafa doğru uçtuysa sadece bu yıldırımları ve insanların şimşeklerini görmüş, dünyanın her yerinde savaş varmış. Bir zamanlar sular altında kaldığı gibi kan ve ateş denizi altında kalmış yeryüzü, tufan geri gelmiş; güvercin dinleneceği bir yer bulmak için tüm ülkelerin üzerinden, içinden uçmuş, sonra Nuh'a geri dönmek, ona zeytin yaprağını götürüp müjdeyi vermek istemiş. Fakat o günlerde zeytin yaprağını da hiçbir yerde bulamamış; felaket tufanı gittikçe daha da yükselmiş ve insanlığın üzerine çökmüş, gidgide daha da yayılmış yangın.Ne yazık ki bugün bile hâlâ dinlenecek yer bulamadı güvercin, insanlık da barışı bulamadı hâlâ; fakat güvercin aradığını bulamadan evine dönemez, bulamayınca da sonsuza kadar dinlemez."
***Ölümsüz Kardeşin Gözleri
Ve son öykümüz. En çok etkilendiğim öykü. Adalet hepimizin ihtiyaç duyduğu bir olgu. Hatta günümüzü düşündükçe insan ruhunun adalete ne kadar ihtiyacı olduğunu görmemek imkansız. Böyle bir konuyla karşımıza çıkar Zweig.. Virata isimli bir savaşçıyla alakalıdır bu öykü. Savaştığı sırada karşı tarafta olduğunu bilmeden abisini öldürür. Ve yıllar boyunca onun donuk gözlerini unutamaz. Ki Virata hayatı süresince insanlara adaletle yaklaşmayı düstur edinen biridir. Bu savaştan sonra kraldan el etek çekmek istediğini söyler. Adaletiyle bildiği Virata'yi kral bu kez yargıç konumuna getirir. Ülkesine adaleti dağıtacak tek insan olduğunu bilir çünkü....sonrası mi? ..Öyküyü okuyunca çok seveceksiniz Virata'yi. İçindeki insanlık duygusunu, merhametini, şefkatini ve en önemlisi adaletini. Kendi canından vazgeçecek kadar bilge bir kişilikle karşımıza çıkar Virata. Dünyanın senin gibi insanlara ne çok ihtiyacı var.
"Görünmez olan bana bir işaret gönderdi ve yüreğim ne istediğini anladı. Ben ağabeyimi öldürdüm ve gördüm ki birini öldürmek aslında kardeşini öldürmek demektir. Ben savaşta ordularımızı yönetmem, çünkü kılıç güç demektir, güç de adaletin düşmanıdır. Öldürmek günahtır ve kim bu günaha ortak olursa o da katildir aslında. Fakat ben insanlara korku salmak istemiyorum, bana gönderilen işareti inkar edip öldürmek günahına ortak olmaktansa bir dilencinin ekmeğine ortak olurum daha iyi. Sonsuz dönüşümün içinde kısadır insan hayatı, izin ver, bundan böyle adil biri olarak yaşayayım."
"Hiç kimsenin bir başkasının yargıcı olamayacağını anladığım günden beri yapamam artık yargıçlık. Cezalandırmak ancak Tanrı'nın yapabileceği bir iş, insanların değil, çünkü bir insanın yazgısına müdahale eden bulaşır günaha. Ve ben günaha girmeden sürdürmek istiyorum hayatımı.
"Bana güç vermeyin, Yüce Kralım; çünkü güç eylemi çeker kendine ve söyleyin bana Yüce Kralım hangi eylem adildir ve karşı çıkmaz kadere? Size savaş önerirsem ölüm ekmiş olacağım, ne söylesem dönüşecek eyleme ve her eylem bilemeyeceğim bir amaç yaratacak. "
·
110 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.