Gönderi

Müslüman bir kızın/kadının ahlakı
Öncelikle İslam, ön yargıların aksine, kadını sadece evde oturan bir ev hanımı, çocuk bakıcısı ve ev işlerini evirip-çeviren bir düzenleyici olarak görmez. Kadını aynı zamanda, nesilleri eğitip şekillendiren bir eğitimci, bir davetin öncüsü ve hayatın çeşitli alanlarında toplumun bilinçlenme ve kalkınmasının temel unsuru olarak kabul etmektedir. Yani kadın, ailenin ve bütün bir toplumun diğer yarısı, diğer unsurudur; hatta en önemli direğidir. - Allah’a ve ahiret gününe iman eder. Dünyanın fitnelerine ve şeytanın hilelerine karşı dikkatlidir. Rabbi’ne ibadet eder, emirlerini yerine getirir, yasaklarından kaçınır. Allah’a tam bir teslimiyet içindedir. Rabbi’ne çokça tövbe eder; hata, ihmal ve kusurlarından dolayı bağışlanmasını niyaz eder. - Aile fertlerine karşı sorumluluğunun bilincindedir. Yaptığı her işte Allah’ın rızasını gözetir. Gücü oranında iyiliği emreder, kötülükten alıkoyar. - Kendine karşı görevlerinin bilincindedir. İnsanın akıl, ruh ve bedenden meydana geldiğini ve her birinin kendilerine özgü yapıları ve ihtiyaçları bulunduğunun farkındadır. Bunlar arasındaki dengeye özen gösterir; birine önem verip diğerlerini ihmal etmez. Bu hususta da Allah’ın Kitab’ını, Peygamberinin sünnetini ve büyük zatların yaşantısını kendine rehber edinir. - İsraf, aşırılık ve kibre kaçmaksızın giyimine özen gösterir. Allah’ın mükerrem kılıp, meleklerinin secde etmesini emrettiği, gökler ve yerdekileri hizmetine amade kıldığı insana yakışır özeni, iç aleminde de gösterir. - Anne-babasına iyilik ve ihsanda bulunur. Onların kıymetlerini bilir, değer verir. Onlara karşı isyankâr bir evlat olmamaya dikkat eder. - Kocasına karşı olgun, sevecen ve cana yakın bir eş olur. Kocasının hoşnutluğunu kazanmaya çalışır. Onun ailesine karşı saygılı olmaya, iyilik ve ihsanda bulunmaya gayret eder. Kocasının sırrını saklar. İyilik, takva ve salih amel işlemede ona yardımcı olur. Onun gönlünü doldurur, ona mutluluk ve huzur verir. - Çocuklarına karşı son derece şefkatli bir annedir. Onların eğitimine yönelik sorumluluğunun farkındadır. Çocuklarına karşı duyduğu sevgi, şefkat ve merhameti onlara hissettirir. Gerektiğinde çocuklarını uyarmaktan, yanlışlarını düzeltmekten geri kalmaz. Böylece gönüllerine güzel ahlakı yerleştirir, onları hayırlı ve şerefli işlere yönlendirerek güzel bir eğitim ile yetiştirmeye çalışır. - Akraba ve yakınları ile aralarındaki sevgi bağını devam ettirir. - Komşularına iyilik ve ihsanda bulunur. Onların hâl ve durumları ile yakından ilgilenir. Komşuluk hakkını bilir ve gözetir. - Kardeş ve arkadaşları ile ilişkileri “Allah için sevmek.” esasına dayalıdır. Bu ise insanın hayatındaki en yüce, en temiz sevgidir. Zira, her türlü menfaat ve şüpheden uzak bir sevgidir. Bu esas üzerine kurulan ilişki, temizlik ve saflığını Kur’an ve Sünnet’in ışığından alır. Bu yüzden Müslüman kadın, kardeşleri ile olan ilişkilerinde dürüst, samimi ve hoşgörülüdür. Bu kardeşlik bağının devam etmesine özen gösterir. Onlarla ilişkilerini kesmez, tartışarak ve sürtüşmeye girerek duygularını incitmez. Mümkün olan hiçbir iyiliği onlardan esirgemez. Onları daima tebessümle, güler yüzle karşılar. - Sosyal ilişkileri ileri seviyededir. Bu sosyalliğini, dininin esaslarından ve karşılıklı ilişkiler fıkhının üstün ahlaka ilişkin hükümlerden almıştır. - Güzel ahlaklıdır. Bütün insanlara karşı doğru sözlü ve dürüsttür. - Hile yapmaz, aldatmaz, ihanet etmez. Yalancı şahitlikte bulunmaz. - Nasihat eder. Hayra öncülük eder. Sözünde durur. Haya sahibidir, iffetlidir. - Kendisini ilgilendirmeyen işlere karışmaz. İnsanların mahrem meselelerini araştırmaz. - Gösterişten uzaktır. Her durumda adaleti gözetir. Zulmetmez. Sevmediği insanlara karşı da insaflıdır. Hiçbir insanın başına gelen kötülüğe sevinmez. - Kötü zanda bulunmaz. Gıybet ve koğuculuk yapmaz. Sövmez ve çirkin söz söylemez. Kimseyle alay etmez. - İnsanlara karşı yumuşak ve merhametlidir. Zor durumda olana yardımcı olur. Cömerttir. Yaptığı iyilikleri başa kakmaz. Zorluk değil kolaylık gösterir. - Kıskançlık yapmaz. Yapmacık söz ve davranışlardan kaçınır. Güler yüzlüdür. Büyüklük taslamaz, alçak gönüllüdür. Boş işlerle uğraşmaz. - Hastayı ziyaret eder. İnsanların dertleriyle yakından ilgilidir. Başkalarını kendine tercih eder. Yapılan iyiliğe değer verir ve teşekkür eder. - Örf ve adetlerini İslamî ölçülere uydurur. Büyüklere ve faziletli insanlara saygı gösterir. Kadınlara uygun olan işleri tercih eder. Erkeklere benzemeye çalışmaz. - Hakk’a çağırır. Davetinde nazik ve hikmet sahibidir. Saliha kadınlarla birarada bulunur. - İffetli, hayalı ve edep yerlerini korur. Sadece bedenini değil, gözlerini, kulaklarını haramdan koruduğu gibi, aklını, kalbini, niyetini de her türlü haramdan korur. - Sabırlı ve ümitvardır. Allah’ın rahmetinden asla ümidini kesmez. - Dini ve ilmi alanda bilgilidir. Faydasına ve zararına olan şeyleri öğrenir ve ona göre hareket eder. - Ağırbaşlı ve saygılıdır. - Fıtridir, doğaldır, olduğu gibi görünür, göründüğü gibi de olur. Mühim ve tehlikeli vazifelerde asla sarsılmaz, gevşeklik göstermez. Allah’a itimat eder. - Beden ve ruh temizliğine önem verir ve buna uygun yaşar. - Kumarcı, içkici, düzenci, oyuncu, aldatıcı, dalkavuk ve hilekâr değildir. - Bilmediği bir şey hakkında hüküm vermez. - Her nerede olursa olsun, hatta kendi aleyhine de olsa, hak ve adaletten ayrılmaz. - Düşmanlarına karşı da adaleti ve insafı bırakmaz, onların düşmanlıkları dolayısıyla adaleti çiğnemez. - İsraf ve cimrilikten sakınır. - Ne eliyle ne diliyle hiçbir kimseyi incitmez. - Varlık zamanında da darlık zamanında da başkalarına elinden geldiği kadar yardımda bulunur. - Bir kötülük işlemek ister veya bir haksızlık yapacak olursa, hemen - Allah’ı hatırlayarak O’ndan af ve mağfiret diler, yaptığına pişman olur. - Kim söylerse söylesin, hakkı kabul eder, ilim ve hüneri, hikmet ve hakikati nerede bulursa alır ve bunda taassup göstermez. - Tembel değildir. Dünya için hiç ölmeyecekmiş gibi çalışır, yarın ölecekmiş gibi de ahrete hazırlanır;her iki vazifesini eksiksiz yapar. - Allah ve Peygamber sevgisini her şeyden üstün tutar. Allah sevgisi ve Allah korkusu onun bütün vücudunu kaplar. - Her ne suretle olursa olsun, şüpheli şeylerden sakınır. - En büyük gayesi, hakiki bir Müslüman olmaya çalışmak, Müslümanlığın tayin ve telkin eylediği faziletleri yaşamak-yaşatmak ve bu suretle bütün insanlara örnek olmaktır... İşte İslam’ın, hidayetiyle şekillendirdiği ve gönlünü hikmetle yoğurup, basiretini aydınlattığı kadının şahsiyetinden bazı örnekler bunlardır.
··
272 views
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ okurunun profil resmi
İşte bunların hepsini evinde/evinden yapar. İslam fıtrat dinidir. Kadını "sadece evde oturan bir ev hanımı, çocuk bakıcısı ve ev işlerini evirip-çeviren bir düzenleyici olarak" görür. Bunlar başlıca sorumluluklarıdır zaten. Aile böyle ayakta sağlam kalır. Ve Nesli de çocuklarını terbiye ederek yetiştirir. Ve iffetini muhafaza ederek dışarda fitne olmaması da (topluma karşı) en büyük vazifelerindendir. Kadını konumundan çıkarmak nesle ve topluma verilmiş en büyük zarardır. Anlatmaya gerek yok görüyorsunuz. Tabi münafık değilseniz. 🌹Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.🌹 Evlerinizde oturun. Önceki cahiliye dönemi kadınlarının açılıp saçıldığı (Erkeklerin içine karıştığı) gibi siz de açılıp saçılmayın. ✅ Namazı kılın, ✅ zekâtı verin. ✅ Allah’a ve Resûlüne itaat edin. 🌹Ey Peygamberin ev halkı! Allah, sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. Siz evlerinizde okunan Allah’ın âyetlerini ve hikmeti hatırlayın.🌹 Şüphesiz Allah en gizli şeyi bilendir, hakkıyla haberdardır. (Ahzab Suresi 32-34. Ayetler) 🌷 Peygamber Efendimize “Hangi kadın hayırlıdır?” diye soruldu. Efendimiz (sav) şöyle buyurdu: ✔ Kocası baktığında onu sevindiren; ✔ Bir şey istediğinde onu yerine getiren; ✔ Kocası evde bulunmadığı zaman hem kendini hem de onun malını koruyan kadın. (Hadis-i Şerif)
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ okurunun profil resmi
Bak bakalım İslam da kadının sorumlulukları ve ahlakı neymiş. Hâdiseyi bize Hz. Ali (ra) anlatıyor ve diyor ki: "Evimizde hizmetçimiz yoktu. Bütün işlerini bizzat Fâtıma kendisi yapıyordu. Zaten, bütünü bir tek odadan ibaret olan bir hücrecikte kalıyorduk. O hücrecikte, Fâtıma ocağı yakar ve yemek pişirmeye çalışırdı. Çok kere, ateşi alevlendirmek için eğilip üflerken, ateşten çıkan kılvılcımlar benek benek elbisesini yakardı. Onun için elbisesi delikdeşik olmuştu. Yaptığı sadece bu değildi. Ekmek yapmak, evin ihtiyacı olan suyu taşımak da onun yüklendiği işlerdendi. Ayrıca değirmen taşını çevire çevire eli; su taşıya taşıya da sırtı nasır bağlamıştı. Bu arada bir harp dönüşü Medine'ye esirler getirilmişti. Allah Resûlü bu esirleri, müracaat eden Medine halkına dağıtıyordu. Fâtıma'ya, babasına gidip ev işlerinde kendisine yardımcı olabilecek bir hâdim (hizmetçi) istemesini söyledim. O da gitti ve istedi..." Şimdi, hâdisenin gerisini Hz. Fâtıma Validemiz'den dinleyelim: "Babama gittim; fakat evde yoktu. Hz. Aişe: "Geldiğinde ben haber veririm." dedi, ben de geri döndüm. Yatağa uzanmıştık ki, az sonra Allah Resûlü birdenbire çıkageldi. Ben ve Ali yataktan doğrulmak istedikse de O, buna mâni oldu.. ve aramıza oturdu. Öyle ki sadrıma temas eden ayağındaki serinliği göğsümde hissediyordum. Arzumuzu sordu. Ben de durumu aynen naklettim. Allah Resûlü birden uhrevîleşti ve şöyle dedi: "Ya Fâtıma, Allah'tan kork ve Allah'a karşı vazifende kusur etme! Allah'ın omuzuna yüklediği farzları hakkıyla yerine getir. Kocana da daima sadık ve itaatkâr ol! Onun hakkını da gözet! (Yani, senin iki vazifen var: Allah'a karşı kulluk etmek ve sonra da kocana itaatte bulunmak. (Nisa 34, Araf 189)) Sana ayrı bir şey daha söyleyeyim. Yatağına girmek istediğin zaman, otuz üç defa "Sübhanallah", otuz üç defa "Elhamdülillah", otuz üç defa da "Allahüekber" de.[1] İşte bu senin için hizmetçiden daha hayırlıdır." (Buhârî, Fezâilü'l-Ashâb, 9; Müslim, Zikr, 80, 81; Ebû Dâvud, Edeb, 100) Dipnot: ✔ İyi kadınlar itaatkardır. / Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (Nisa Suresi 34. Ayet, Araf Suresi 189. Ayet) ✔ Rabbinize ibadet edin. Müslüman kardeşlerinize iyilik yapın. Bir kimsenin diğer kimseye secde etmesini emretmek isteseydim, kadının kocasına secde etmesini emrederdim. Şayet bir kadına kocası, kendisini şu dağdan o dağa, o dağdan bu dağa taşımasını emretse, kadının bu emri yerine getirmesi gerekir. (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 76) ✔ "Ey kadınlar cemaati! (Allah yolunda) sadakada bulunun, istiğfarı çok yapın. Zira ben siz kadınların cehennemde çoğunluğu teşkil ettiğini gördüm." buyurdular. Dinleyenlerden cesaretli bir kadın: "Niye cehennemliklerin çoğunu kadınlar teşkil ediyor, neyimiz var?" diye sordu. Aleyhissalâtu vesselâm: "Ağzınızdan kötü söz çıkıyor ve kocalarınıza karşı nankörlük ediyorsunuz." (Hadis-i Şerif)
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ okurunun profil resmi
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: Kızım sen ev işlerini, Ali de dış işleri görsün. / Çeşmeden su getirmek, hamur yoğurup ekmek yapmak, evin temizliğini yapıp iç işlerini düzenlemek Fatıma’ya aittir. Dış işleri de Ali’nin sorumluluğundadır!. (Hadis-i Şerif)
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ okurunun profil resmi
Müslüman kadının ahlakı peygamber ahlakıdır. Hakiki müslümanlığı da Ev hanımlığı ve Anneliğiyle olur zaten. Sen saliha kadınları günümüzde ki başörtülü avrupa kadınları ile karıştırdın sanırım. Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Kadının Rabbine en yakın olduğu yer evinin iç kısmıdır. Kadının evinin avlusunda kıldığı namaz; mescitte kıldığı namazdan daha faziletlidir. Evinde kıldığı namaz; evin avlusunda kıldığı namazdan; evinin iç kısmında kıldığı namaz, evinin açık yerinde kıldığı namazdan daha faziletlidir." (Ebu Davud, Salat, 53; Zebidi , İthaf, 6/230)
꧁ İzzeddin el Kassam ꧂ okurunun profil resmi
Kur'anı doğru oku ve anla. Münafıklığın alemi yok. Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Saliha kadından daha kıymetli bir dünya nimeti yoktur. / Saliha kadın odur ki, kocası kendisine baktığı zaman onu hoşnut edecek, emrettiği zaman itaat edecek, evinden uzaklaştığı zaman malını ve namusunu koruyacak! / Kadını kocası aleyhine, köleyi efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir.” (İbn Mace, Nikâh, 5 / Ebû Davud, Zekat, 32 / Ebû Davud, Talak, 1)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.