Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
33 saatte okudu
Reading Zindanı Baladı Kitap İncelemesi ve Yorumu
“Ben görmemiştim bir kez dahi, Mahkumların gökyüzü dedikleri O küçük mavi örtüleri Ve o gümüş yelkenlerini Savurup giden bulut sürülerini, Böyle efkarlı gözlerle izleyen birini.” Herkese merhaba! Bu incelemem biraz uzun olabilir, eğer zamanını ayırıp gerçekten okuyanlar varsa şimdiden kusura bakmasın :) Reading Zindanı Baladı benim okuduğum üçüncü Oscar Wilde eseriydi. Ezel dizisini çok sevdiğim için orada geçen satırlarından etkilenip okumaya karar vermiştim. Kitabı okumaya başlamadan önce yazar hakkında edindiğim bilgiler kitabı okurken daha güzel yorumlamamı sağladı. Oscar Wilde 1895’te biseksüel olduğu anlaşıldığı için ‘ağır ahlaksızlık(!)’ suçuyla 2 yıl hapse çarptırılıyor. 2 yıl boyunca kaldığı hapishane ise Reading eyaletindeki 2013’te kapatılan Reading Zindanı Hapishanesi. Wilde orada bir yıldan fazla kaldıktan sonra hapishaneye yeni bir mahkum getiriliyor. Bu yeni mahkumun adı Charles Thomas Wooldridge’dir. Wooldridge, karısını kıskançlıktan dolayı cinnet sebebiyle ustura ile boğazından keserek öldüren ve bu suçunun sonucunda idama çarptırılan bir mahkum. İdamına kadar hapishanede kalacağı süre ise 3 hafta. Bu 3 hafta boyunca Wilde, Wooldridge’in yaşadıklarına, çektiği ızdıraplara ve pişmanlığa tanık olarak bu durumdan çok etkileniyor. 1 yıl sonra Mayıs 1897’de hapishaneden çıkıyor ve çıkar çıkmaz Paris’e giderek Reading Zindanı Baladı’nı yazıyor. Paris’e gitmesinin sebebi ise artık Amerika’da eski ününe kavuşamayacağını düşünüyor olması. Ertesi yıl da Reading Zindanı Baladı eseri basılıyor ve kısa zamanda yok satıyor. Wilde bu son eserini edebiyat dünyasına kazandırdıktan iki yıl sonra, 1900’de menenjit sebebiyle hayata gözlerini yumuyor. Tüm bu bilgiler ışığında anlayabiliyoruz ki Reading Zindanı Baladı karısını öldüren Charles Thomas Wooldridge’e ithafen yazılmış bir eserdir. Bu kadar bilgiyi öğrendikten sonra eserin her satırını okurken içinizin titrememesi, çeşitli duygular hissetmemeniz mümkün değil. Şahsi düşünceme göre her satırında ayrı bir anlam vardı ve ciddi anlamda içime işleyen bir eser oldu. Yıllık hedefimi bitirdikten sonra bu yıl içerisinde tekrar okuyup detaylıca incelemek istiyorum. Ayrıca, buradan Dedalus yayınlarından çıkan kitabın çevirmeni olan Fatih Demirci’ye de saygılarımı iletmek isterim her ne kadar göremeyecek olsa da. Bende bulunan Dedalus yayınları kitabı İngilizce – Türkçe karşılaştırmalı metin. Bu sayede İngilizce versiyonunu da görüp inceleme şansım oldu. İlmek ilmek işleyerek dört yılda çevirilmiş bir kitap. Aslı ile oynamadan şiirleri çevirebilmek çok büyük bir meziyet benim düşünceme göre. Çok başarılı bir çeviri olduğunu düşünüyorum. İzninizle eserden birkaç alıntı yaparak yorumlamak istiyorum. “Peki kim dayanabilir darağacında, Boynunda kendir ilmekle durmaya, Ve gökyüzüne son bir defa, Celladın elleri arasından bakmaya?” Wilde bu kısımda Wooldridge’in idam sahnesine atıfta bulunmuştur. İdam edilecek kişinin gökyüzüne son bir defa bakışını düşünebiliyor musunuz? Dakikaların ölümünüzü belirlemesini? Ne zaman öleceğimizi bilmek isteriz, aynı zamanda da bundan korkarız. Ama Wooldridge bunu biliyordu. Ve aktarılan bilgiye göre de Woodridge bir asil gibi idam sehpasına çıkmış ve ayakları salladığında hiç titremeden sessizce ölmüş. Kişinin suçu ne olursa olsun öldürülmemesi gerektiğini savunuyorum. Tıpkı Thomas More’un Ütopya’sında yaşayan insanların kanunlarında olduğu gibi. Hiçbir insanın bir başkasının hayatını elinden almaya hakkı yoktur. Cinayetlerin cezasının tekrar bir cinayet olması görüşünü mantıklı bulmuyorum. Ağır bir ceza verilebilir ama bu ölüm olmamalı. Bu görüşü taşıdığım için okuduğum satırlar ve Wooldridge’in yaşadıkları beni çok etkiledi. Yorumlamak istediğim bir diğer alıntı ise; “İnlemeye başladı sabah rüzgarı, Ama gece bilmedi bitmek: Devasa tezgahında kasvet ağları Dokundu ilmek ilmek: Ve biz dua ettikçe, korkumuzu artırdı Güneşin Adaletini beklemek.” Bu satırlar kitabın üçüncü bölümünde, Wooldridge’in idamına yakın hazırlıkların yapıldığı günlere ithafen yazılmış. 10 Temmuz sabahı güneşin, rüzgarın, bitmek bilmeyen gecenin mahkumlara neler hissettirdiğini, tüm mahkumların Wooldridge’in acısını paylaştığını, üzüntüden dolayı zamanın geçmek bilmediğini anlayabiliyoruz. ‘Güneşin Adaleti’ kısmı ise ayrı bir anlam katıyor şiire. İdamı adalet olan gören bir topluluk ve sabah saatlerinde gerçekleştirilen infaz. “Güneşin Adaletini beklemek.” Wilde’a olan hayranlığımın pekişmesine oldukça yardımcı olan bir eser oldu benim için. Bu kitabı okuduktan sonra Wilde’ın eserlerine daha farklı ve içten bir gözle bakacağıma eminim. İyi ki okumuşum! Kitapla kalın!
Reading Zindanı Baladı
Reading Zindanı BaladıOscar Wilde · Dedalus Yayınları · 20223,920 okunma
·
215 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.