Spoiler içerir
"Eğer sizi ağlatan bir şarkı duyarsanız ve artık ağlamak istemiyorsanız, o şarkıyı daha fazla dinlemezsiniz. Ama kendinizden kaçamazsınız. Kendinizi daha fazla görmemeye karar veremezsiniz. Kafanızdaki gürültünün sesini kısmaya, onu kapatmaya karar veremezsiniz."
Bir insanın ölümünü okumak kolay olmuyor. Kitap gerçekten etkileyiciydi, üzüldüm okurken.
Olay şu: Hannah Baker ölmeden önce onu bu karara getiren şeyleri anlatmak için 7 kaset dolduruyor. Arkalı önlü yüzleriyle 13 kayıt. Ve 13 isim. Ona zarar vermiş, intihara sürüklenmesine bir şekilde katkıda bulunmuş 13 isim. Doğrusu isimlerden biri tam olarak bu sebeple listede değil. Ama bu hikayeyi o da dinlemeli.
Eğer bu 13 kişi, kasetleri posta yoluyla kendi aralarında dolaştırıp dinlemezlerse kasetin kopyalarının herkese dağıtılacağını da söylüyor Hannah. Yani ya dinleyip birini öldürmenin sorumluluğunu alacaksın ve diğerlerinin de almasını sağlayacaksın ya da yaptıklarını herkes öğrenecek.
İntihar konusu benim hep ilgimi çekmiştir. Hatta intihar riski olan/intiharı denemiş kişilerle çalışmak istediğimi falan düşünürdüm. Hayır, bunu yapamam sanırım. Artık ölmek isteyecek kadar kötü şeyler yaşamış insanları dinlemek çok zor olmalı. Ki bu kurgusal bir karakterdi. Bir de gerçeklerini düşünün.
Hannah kitap boyunca bazen gerçekten çok üzücü şeyler söylüyor. İnsanın içi parçalanıyor. Ve okurken şunu düşündüm: Acaba ben de dolaylı olarak bile olsa birinin kendisini öldürmesine sebep oldum mu? Çünkü bu kitapta Hannah'ya direkt olarak zarar vermiş kişiler olduğu gibi yaptığının hiç farkında
olmayan insanlar da var.
Ama kitap garip bitti. Mesela 13 kişi kasetleri dinledikten sonra ne yaptı? Bilmiyoruz. Birden ortaya Skye diye bir kız çıktı, Clay ile neler olacak? Bilmiyoruz. Yazar insanın içine oturacak şeyler anlatıp kaçmış. Bravo! :D
Kitabı bence okuyun. İntihar eden bir insanın beynine girin. Ama bana kalırsa zaten mutsuzken bir de bu kitabı okuyup iyice çökmeyin. Daha normal zamanlarda okuyun!