22'yi 36 geçiyordu saat...
...
Şu kadar ifşa edeyim:
seni istedim dün
dün dehşetli canım çekti seni.
Ve bütün münasebetsizliğine rağmen
horozluğunu özledim.
Bu fizik açlık bende yoktu.
Bir krizdi geldi geçti.
Ama kaç para eder,
ben eminim ki artık
bu krizler daima sen yanımda olmayınca tutacak.
Bu fizik açlık bende yoktu.
Ve tahammül edemem böyle bir şeyin başlamasına.
Bu olmamalı, sevgilim.
Etimi yenmesi lazım kafamın.
Ama insanda öyle mahrem bir an oluyor ki
kafasız bir vücutla kalıyor insan.
Tek bir arzusu var işte o zaman.
Ama bu herhangi bir erkeğe ait sanma.
Hayır, daha o kadar olmadım.
Ben seni istedim sadece.
Ama ne türlü istemek
nasıl merhamete layık,
ne korkunç,
nasıl âciz ve yapyalnız bir şey.
Fakat gülünç değil.
Ve korkum burdan başlıyor.
Benim için dua et, sevgilim,
mademki yanımda yoksun.
Dün hırsımdan bir bardağı kırdım elimde.
Ne boktan, isterik bir hal.
Niye bu kadar uzaksın?
Fakat gelme sakın,
zaten gelemezsin,
istemiyorum
olduğun yerde sittin sene kal..."
Nazım Hikmet