Gönderi

56 syf.
·
Puan vermedi
“Kıskançlığın, kinin, yalanın olmadığı bir yaşam yaşamaya değmezdi.” Zweig’in uçlarda yaşayan karakterlerini, yoğun bir şekilde duyguları aktarmasını ve insanı sarmalamasını seviyorum. Bu kitabı da aynı şekilde insanın kanını tutuşturan bir yalnızlık hissiyle sizi etkisi altına alıyor. Bir Çöküşün Öyküsü, Fransa’yı elinde bulunduran güçlü Madame de Prie’nin taşraya sürülmesiyle başlıyor. Düşmanlarına zayıflığını göstermemek ve Paris’e güçlü bir şekilde geri dönmek için sessizce Paris’i terk ediyor. Dostlarının onu yalnız bırakmayacağına ve konumunu kendisi sayesinde elde eden kraliçenin onu geri getirteceğine güveniyor. Ancak unutmaması gereken bir şey vardır; güçlü konumdaki insanlar birilerine borçlu olmayı, önceki hallerinin hatırlatılmasını ve onlardan daha sağlam bağlantıları olan insanları istemezler. Taşrada üçüncü günde buhranlar yaşayan Madame birbiri ardına hamlelerle birlikte tekrar sansasyon yaratacak bir plan yapar. Öncelikle kendisini verdiği zengin partilerle hatırlatacaktır ardından ise ölümünün şokunu tüm Paris’in üzerine salacaktır. İnsanın diğerlerine olan ihtiyacını vurgulayan, sosyolojik anlamda insanı derin düşüncelere iten bu kitap gerçekten bir çöküşü, Madame’ın çöküşünü anlatıyor. İktidar hırsı, gücü elinde bulundurma isteği, taht oyunları ve nicesine duyduğu özlem okurken insanı hem şaşırtıyor hem de etkiliyor.
Bir Çöküşün Öyküsü
Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202176,7bin okunma
·
81 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.