Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Savaş alanında yaralanan Apollinaire gibi sarmalamışlar başını oğlumun diye aklından geçirdi Bird. Benim bilmediğim karanlık bir cephede yalnız başına savaşırken yaralandı oğlum ve Apollinaire gibi başı sargılar içerisinde, sese dönüşmeyen çığlıklar atıyor." Bird lakaplı 27 yaşındaki genç adamın tek bir hayali vardır: Afrika'ya gitmek ve dönüşte de Afrika'da Gökyüzü başlıklı bir hatırat yazıp yayımlatmak. Ancak Bird evlidir, yakında da çocuğu olacaktır. Kendisini evliyken bile kafesin içinde görürken, çocuğun doğumuyla birlikte açık olan kafesin kapanacağını düşünmektedir. Devlet üniversitesinde İngiliz filolojisi anabilim dalı başkanlığı yapan Bird, sonrasında özel bir dershanede öğretmenlik yapar. Evliliğinin hemen ardından alkol bataklığına saplanır. Tedaviyle düzelir. Bu arada çocuğu dünyaya gelir. Bebek beyninde fıtıkla doğmuştur. Başhekimin ilk izlenimi şu olur: "Sanki iki kafası varmış gibi. Wagner'in Çift Başlık Kartal Bayrağının Altında parçası vardır ya, işte öyle bir şey." Bebeğin "bitkiden farksız" söylemleriyle yıkılır adeta. Yaşamla ölüm arasında sıkışmışlık içinde karanlık düşünceler kuşatır duygularını. Karısı bihaberdir gelişmelerden, küçük bir sorun olduğu söylenir kendisine. Bebeğe hastanede tetkikler yapılırken, Bird girdiği cendere içerisinde soluğu eski kız arkadaşının yanında alır. Himiko, William Blake üzerine tez yazmış, eşi intihar etmiş, sıradışı düşüncelere sahip, birçok erkekle cinsellik yaşayan, geceleri sanrılar gören bir kadındır. Bird'le geçmişte yarım kalan ilişkilerini gündüz ve gecelere sığdırırken, birbirlerinin limanı olurlar. Bebeği kabullenememe duygusu öyle bir hal alır ki Bird'de, "Ben ve karım, bu bitkisel varlık, bebek kılığına girmiş canavarın yapışıp kaldığı bir ömrü mü tamamlamak zorundayız?" sorusunu sık sık sordurtur. Bebeğin hayata tutunma çabaları karşısında Bird'in nasıl bir sınav verdiğini merak edenlere, Kenzaburo Oe'nin, 1994 Nobel Edebiyat Ödülü eserini, önyargısız bir gözle mutlaka okumasını salık veririm. Hayatın içindeki insanlığa gerçek bir ders niteliğinde olan kitap, kimi zaman suratınıza bir tokat atarken, kimi zaman da Bird gibi, omuzları düşürüp çaresizliğin çeperinde adeta savuruyor. Aslında kitap, yazarımızın hayat hikâyesinden kesitler sunuyor: "1963 yılında oğlu Hikari beyin fıtığı nedeniyle engelli olarak doğan Kenzaburo Oe ve eşi, ilk önce Hikari’nin yaşamayacağını, yaşasa da ileri derecede engelli olacağı için çocuğun yaşamamasına karar vermişler. Ama o arada Oe, Hiroşima'da ölenler için yapılmış bir anıtı ziyaret etmiş ve bu fikirden vazgeçmiştir. Geçmişte yaşadığı olaylar ve oğlu Hikari ile yaşadığı deneyimler Oe’nin hem kişisel hem de edebiyat hayatındaki en etkili olaylardır..." Arka planda az da olsa siyasi eleştirilerin olduğu, yaşama ihtimali az görülen Hikari'nin ise bugün ünlü bir besteci olduğu❤, kolaylıkla okunmasında çevirmenin hakkını teslim etmek gerektiği notunu düşerek keyifli okumalar diliyorum.
Kişisel Bir Sorun
Kişisel Bir SorunKenzaburo Oe · Can Yayınları · 2020936 okunma
·
106 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.