Roman ya da yarı otobiyografik-roman olarak da değerlendirilebilir olduğundan yeterince uzun. Kendimce uzun bir yorum yazıyorum. Spoilerin Peygamberi Mevcuttur. Ona Göre Okuyun... Philip'in hikayesi trajik bir şekilde başlar. Babasını bir rahatsızlıktan kaybetmiştir. Annesi ise küçük kardeşini ölü dünyaya getirmiştir. Sancılı bu geçen bu doğumdan sonra annesi de rahatsızlanır, kısa süre sonra o da ölür. Philip papaz olan amcanın yanına gönderilir. Amcanın yanında ilk başta ortama uyum sağlamakta zorlanan Philip zamanla ortama alışmaya başlar. Amcası kendisine mesafeli gibidir. Başlarda kendisini bir yük olarak görür. Birçok konuda tasarruf yapılması gerektiğini belirtir. Anlaşılacağı üzere cimri birisidir. Yengesi ise, daha önce bir çocuğa bakmadığı için tecrübesizdir. Ne yapacağını bilememektedir. Ama amcasından daha merhametli ve sevgisini gösteren taraftır. Yaşı ilerleyen Philip'in okul yılları başlar. Burada diğer çocuklar ile arkadaşlık kurmak istese de topal, yumru ayaklı olduğu için diğer çocuklar tarafından dışlanmaktadır. Buna çok üzülen ve ne yapacağını bilemeyen Philip zamanla kendi içinde yalnızlaşır ve içine kapanık bir kişilik haline gelir. Papaz okulunun son senesinde papaz olmak istemediği amcasına söyler. Okulun son senesinde okulu bıraktır. Bir süre yeni deneyimler yaşamak için şehir dışına çıkar. Şehir dışında bir sene geçirir ve tekrar amcasının yanına döner. Artık eğitimi tamamlamalıdır. Annesinin vasiyet işleri ile ilgilenen avukatın tavsiyesiyle bir mali müşavirin yanında stajyer olarak çalışmaya başlar. Burada, ortamdan çabuk sıkılan Philip mali müşavirlik olmak istediğine karar verir. Aklına çocukluğunda yaptığı resimlerin herkes tarafından beğenildiği gelir. Bir ressam olma hayaline kapılır ve soluğu Paris'te alır. Bu dönemlere Philip'ın kafasının hayli karışık olduğunu görürüz. Tam olarak ne olmak istediğini tam olarak karar verememektedir. Çok değişken bir yapısı vardır. Bu yapısı nedeniyle birçok hata yapar. Aşk hayatı da bu yaptığı hatalardan birisidir. Kendinde yaşta büyük hanımefendiye umut verir, daha sonra onu sırtını döner. Daha sonra gittiği Paris'te yakınlık göstermediği için bir kızın ölmesine sebep olur. Bu kız, Philip yumru ayaklı, kendisi ise çirkin ve yoksul olduğu için birbirlerine yaklaşacaklarını düşünür. Fakat Philip bu işaretlerini göremez ve bir gün kızın intihara ile alt üst olur. Bu durumunda üstesinden bir şekilde gelmeye başaran Philip tek çare olarak doktorluğu görmektedir. Babasının da bir doktor olması tıp fakültesine girmeyi kolaylaştırır. Tıp fakültesi yıllarda hayatının aşkı ile karşılaşır. İlk önce ona hiç önemsemez. Hatta sevimsiz bulur. Daha sonra kafeye her gittiğinde kız gözüne güzel gelmeye başlar. Onu etkilemek ve kendini fark ettirmek için bir çok şey var. Onunda kızdan bir randevu almayı başarır. Philip garson kıı tanımaya başladıkça bir taraftan ondan nefret etmekte, bir taraftan sevmektedir. Öyle bir ruh halindedir ki adeta sırılsıklam aşık olmuştur. Gözü hiçbir şey görmez. Kız kendisine birçok kötülük yapmasına rağmen hala ona acıkmakta ve yardım etmektedir. Kitaptan sonunda yazar ters köşe yaparak Philip'i tanıdığı bir ailenin kızıyla sevgili yaparak romanı bitirir. Philip o kadar çok başarısızlık yaşamasına rağmen hayatı mutlu bir sonla bitmiştir. Kitabın sonunda Philip'e çok kızacaksınız, şaşıracaksınız, bunu da yapmaz diyeceğiniz anlar olabilir. Ama bilin ki Philip onu yapmış olacaktır. Ben Philip'i o intihar eden kız yüzünden hiçbir zaman affetmeyeceğim.

İnsanın EsaretiW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017769 okunma

·

558 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.