Gönderi

680 syf.
9/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Kötü hissettiğiniz, karamsar olduğunuz bir dönemde okumayın uyarısı yapıyor herkes fakat ben tam tersini düşünüyorum. Tam da böyle bir ruh halindeyken okunması gerekiyor. Ancak hislerini, düşüncelerini anlayıp paylaşabilirseniz kitabı okumaya devam edebilirsiniz, aksi halde size hiçbir şey ifade etmez ve yarım bırakırsınız. Hüzünlü bir ruhu keşfetmek her zaman daha keyifli gelmiştir bana, neşeli bir ruhu keşfetmekten. Pessoa öyle güzel anlatmış ki derdini, derdimizi. Okuduğum her satırda var oluşun yükünü paylaştık sanki. Bu kitabı çok iyi özetlediğine inandığım bir alıntı ile sonlandırıyorum: “Hayatı bir han olarak tahayyül ediyorum, çöküş arabası gelene kadar orada kalacakmışım. Araba beni nereye götürecek, bilmiyorum, çünkü hiçbir şey bilmiyorum. Dört duvar arasında beklemek zorunda olduğuma göre, hanı bir hapishane olarak da kabul edebilirim, çeşit çeşit insanla karşılaştığım için, dostlukların yeşerdiği bir yer olarak da. Huysuz ya da görgüsüz biri sayılmam. Odasına kapanıp, kendini yatağa atıp gözünü bile kırpmadan bekleyip duranları kendi hallerine bırakıyorum; kulağıma hoş gelen seslerin ve müziklerin çalındığı salonlarda gevezelik edenlere de ilişmiyorum. Kapının önüne oturup gözlerimi ve kulaklarımı manzaranın renkleriyle ve müziğiyle sarhoş ediyor, arabayı beklerken alçak sesle, yalnızca kendim için bestelediğim anlaşılmaz şarkıları söylüyorum. Gece çökecek, o posta arabası kapıya dayanıp hepimize seslenecek. Bana bahşedilmiş hafif rüzgarın ve onun tadını çıkarabilmem için bahşedilmiş ruhun tadını çıkarıyorum; ve daha fazlasını ne soruyor ne kurcalıyorum. Handaki anı defterine yazıp bıraktığım şeyleri günün birinde benden başkaları da okur, bunlarla yol boyu oyalanabilirse, ne ala. Kimse okumazsa ya da zevk almazsa, o da kabulüm.”
Huzursuzluğun Kitabı
Huzursuzluğun KitabıFernando Pessoa · Can Yayınları · 202110,7bin okunma
·
358 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.