Gönderi

Benim pek sevgili, çok sevgili, en sevgili yobaz Türkiyem. Adetim olmasa da yazıyorum bu satırları, bil ki, seni sevdiğim, haline üzüldüğümdendir dökülen satırlarım. Cehaletin şeref nişanesi olan yobazlığı ne zaman silip atacaksın göğsünden? Ne zaman düşünen, sorgulayan, ışık saçan bir cevhere döneceksin? Bugün eleştireceğim seni, bugün kızacağım sana ve bugün yüzüne vuracağım gerçekleri. Dostun olup acı konuşacağım. Din yobazlığından, Atatürk yobazlığından, siyaset yobazlığından kurtulman dileği ile. Yobazlıktan bahsedelim önce; bir inanca, bir düşünceye körü körüne, aşırı ölçüde bağlı olan, hoşgörüden yoksun kimse olarak sözlüklere geçen bu kelimenin özünde, okumamak, sorgulamamak ve düşünmemek yarıyor. Hepimiz bu yobazlığın içinde büyüdük. Önce Tanrıyla korkuttular bizi; ömründe kutsal kitabı okumamış, içinde yazanlardan bihaber, kara cahil, sadist hocaların elinde kaldık. Dediler Tanrı söyledir; aklımıza yatmadı, soru sorduk; sus, dediler, kafir mi olacaksın? Din bunu emreder dediler, neden diye sorduk, anlamaya çalıştık; utanmadan Allah’ı, peygamberi mi sorguluyorsun dediler. Çocuktuk, korkuttular gözümüzü içlerindeki nefretle Allah’ın lanetini savurarak. Oysa yüce kitapta; düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyorum, diyen bir Tanrı var ve en sık tekrarladığı kelimelerin başında düşünün geliyor. Bizlere düşünmeyi sorgulamayı tavsiye ediyordu. Bilemedik, hurafelere bulanmış, saçma sapan günah ve sevap anlayışıyla dolup sonunda tiksinerek kaçtık dinden. Bu mahcubiyetle de din tacirlerinin tecavüzüne uğradık, bizi en kutsalımızdan, en mahremimizden, en zayıf noktamızdan, inancımızdan yakalayıp sömürdüler. Din yobazlarından kaçarken Atatürk yobazlarına tutulduk. Onlarda tıpkı din tacirleri gibi bize Atatürk sattılar, ona olan sevgimizden, saygımızdan faydalanarak bizi kendi çıkarlarına alet ettiler. İki bin yıllık heybetli Türk tarihinde atalarımızı bize düşman göstermek bir yana; ne zaman Atatürk’ü sorgulamaya ve anlamaya kalksak gözümüzü, onu hiç anlamamış, okuyup kendini geliştirememiş yobaz öğretmenlerimiz, sen Atatürk’ü sevmiyor musun, Atatürk düşmanı mısın diye perdelediler. Dinimiz gibi Atatürk’ü de tanıyamadık. Neticede din yobazlarımız üstüne nurtopu gibi Atatürk yobazlarımız doğdu. Oysa savunduklarını iddia ettikleri Atatürk bu yobazlığın ve cehaletin en büyük düşmanıydı. Atatürk sorgulayan ve düşünen bir insandı, kendisinin sorgulanmasından korkmayacak kadar yeniliklere açık ve ilericiydi. Öyle korkuttular ki gözümüzü alıştık sorgulamamaya, içimize sızdı böylece yobazlık. Ve öyle alıştık ki, hiç bir şeyi sorgulamaz olduk. Kim Allah dediyse sustuk, dolandırıldık, kim Atatürk dediyse durduk, aldatıldık. Kim vatan, millet dediyse tuzağına çekildik. Bir kısmımız bilmeden dinci, diğerlerimiz anlamadan Atatürkçü olduk; herkesi dinden ve Atatürkten soğuttuk. Bu yobazlık içimize nasıl girdi bilmiyorum, ama kurtulmanın yolu aşikar. Değerli dostlarım; sorgulayın, korkmayın. Okuyun, araştırın, bizi bu yobazlığın içine iten, okuyup ne yapacaksın düşünme anlayamazsın diyen cübbeli şarlatanlara da, Lions ve Rotary kulüplerinin üyesi olduklarını saklayıp Atatürk Kültür Derneklerinde nutuk çeken kırıtıklara da taviz vermeyin. En önemlisi temiz kalpliliklerinden dolayı kandırılan masumlarla kandıranları birbirine karıştırmayın. Dini de, Peygamberi de, Allah’ı da sorgulayın, ki, kutsal kitapta bu tavsiye edilmiştir. Atatürk’ü de, Osmanlı Padişahlarını da, günümüz siyasetçileri de hatta bu yazdıklarımı da sorgulayın. Ne Atatürk hatasızdı ne Osmanlı Padişahları ne de günümüz liderleri. Sorgulamadan anlayamaz, anlamadan öğrenemezsiniz. Tehlikeli sular bunlar biliyorum hatta biliyorum bu yazımdan dolayı bir çok tekke kazıntısı softa ve Atatürk fetişi kim bilir neler yazıp karalayacak hakkımda. Ama bugün biz bu sulara girmezsek, korkarım yarın çocuklarımıza da bize bırakılan gibi yobaz bir Türkiye bırakacağız. Takım tutar gibi siyasi parti tutan, liderinin hataları göremeyen, görse de söyleyemeyen, dininden ve tarihinden bihaber gençler yetişmemek için sorgulayın ve çocuklarınıza sorgulama cesareti verin. İnanmak düşünmekten kolaydır, bu tuzağa düşmeyin. Alıntı.
··
788 views
Özgürce okurunun profil resmi
Şimdi Sedat Peker düşünsün. O bi çaresine bakar.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.