Söylendiği günden beri Amenta'nın duvarlarında yankılanan bir kehanet... Ay Düğümü lanetini sona erdirecek bir kitap... Her şeyin sorumlusu acımasız bir kraliçe... Ve biz... Her ne kadar mısır tanrılarının kavgası gibi görünse de bu bizim hikâyemizdi. Gecenin hâkiminin ve onun parıltısının... • "Ait olduğun yer, yaşadığın değil; kalbinin gerçekten attığını hissettiğin yermiş." • Konusu: Zamanın buzdan çarkları Ayliz Kılıç için dönmeyi bıraktığında, kumların arasından çıkarılan sırlar etrafa saçılmıştı. Karanlık gerçeklerin arasındaki yerini bulan Ayliz, hayatını ikinci kez değiştiren o zorlu kararı verecek ve kendini yeniden Aytun Karavera'nın dünyasında bulacaktı. • Yorumum: Ay Düğümü'nden sonra Amenta'ya çok büyük beklentilerle başladım ve beklentimi fazlasıyla karşıladı. Yazar ilk kitaba göre yazım dilini çok geliştirmiş. İlk sayfadan son sayfaya kadar hiç sıkılmadan okudum. Kitap çok akıcı. Ayrıca bütün bölümleri çok büyük bir merak içinde okuyorsunuz çünkü kaossuz tek bir bölüm bile yoktu neredeyse. Her bölümde çok farklı olaylar yaşanıyor bambaşka sırlar öğreniyoruz. Öğrendiğimiz şeyleri sindiremeden yepyeni şeyler karşımıza çıkıyor ve insan ister istemez tepetaklak oluyor. Her sayfada "yuh yani bu da mı oldu" falan dedim. İlk kitapta neredeyse hiç aşk yoktu ama bu kitapta aşk daha ön plandaydı. Aytun ve Ayliz arasındaki ilişkiyi bu kitapta daha çok sevdim. Simge ve Hector da favori çiftlerim arasına girdi. Onların ilişkilerini okumak çok güzeldi. • Arkeoloji, Antik Mısır Devri, büyücüler, rahipler, tanrılar, tanrıçalar... Hepsine bayıldım! Mitoloji ve arkeolojiye ilginiz varsa kesinlikle okuyun diyorum asla pişman olmazsınız.