Nasıl bir dünyada yaşadığımızı anlamak için yapmamız gerekenler aslında o kadar basit ki! Çok uzaklara gitmeye gerek yok, yakın tarihte insanların geçtiği dönemlere bakmamız hatta sadece göz atmamız bile yeterli. Neticede "tarih tekerrürden ibaret" değil midir? Diktatör denildiği zaman akla ilk gelenler. Hitler, Mussolini, Kaddafi, Stalin, Saddam… Liste uzar gider. Peki bu kişilerin ortak özellikleri nedir? *Dini, Allah’ı ve insanların kutsal olarak kabul ettiklerini ağızlarından bir an olsun düşürmezler. *Hayali ya da gerçek düşman edinerek sürekli olarak komplo teorileri ortaya atarlar. *Hayatları boyunca komplo teorilerinin gölgesinde yaşadıkları için yaptıkları hataları kabul etmek yerine sürekli başkalarını suçlarlar ve başarısızlıklarının sorumluluğunu almak yerine hayali komploculara hatayı yüklerler. Halk bir zaman sonra yalanlara o derece alışır ki var kabul eder.Sorgulamayı bırakır aslında halkı sorgulamadan men etmiştir. En iyi kendisi düşünür, halk düşünemez çünkü kendisi çoban, halk ise koyunlarıdır. *Muhalefet diye bir şey yoktur olsa olsa o bir ajan ya da devleti devirmek isteyen bir vatan hainidir!! *Ortaya bir fikir atar ama o fikirlere alternatifi getirebilecek olan yine kendisidir! Çünkü o Güç demektir. En akıllısı odur. *Aslında ilk sırada olan basın ve yayın organlarına "bir şekilde" el koyarak kendi lehine çevirmek. Liste o kadar uzun ki, bunlar sadece birkaçı. Hayatta kalabilmek için geçinebilmeyi özgürlükten daha önemli saymaya devam edersek diktatörler başımızdan, Şovenistler yakamızdan düşmeyecek. Bu tarihten alabileceğimiz en en büyük ders aslında! Bir aydınlanma yaşamak istiyorsanız okuyun, zamanınızı boşa harcamayacaksınız emin olun!

Diktatörlük SendromuAla El Asvani · İletişim Yayınları · 2020105 okunma

·

203 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

derinbook