Gönderi

"Bu, başka başka şeylerin aynı ada sahip olması gibi bir şeydir. Eğer iki soruya tek bir yanıt vermemek gerekiyorsa, açık ki bünyesinde eşadlılık barındıran sorulara da “evet" va da hayır" dememeli. Zira bu yanıt vermek değil, sadece demektir. Öte yandan, bunun olası sonuçlarını gözden kaçırdıklarından, tartışmacılar bunları bir biçimde yanıt addederler. Dedik ya, çürütme olmadığı halde öyle görülenler vardır, aynı tarzda, çözüm olmadığı halde öyle görülenler de vardır; şimdi de diyoruz ki, bunları bazen, özellikle dalaşmacı tartışmalarda [logos], iki anlamlı sözcüklerle karşılaşıldığında, hakiki çözümlerin yerine geçirmek gerekir. Kanılarımız hakkında “olsun" [estô] diyerek yanıt vermeli, zira bu durumda bir sofist tarafından çürütülme [parekselegkhos] tehlikesi en aza iner. Ama eğer bir paradoks dile getirmeye zorlanırsak, burada yapılacak en iyi şey sonuna bir "sanırım" eklemek, zira bu durumda bir çürütmenin ya da paradoksun söz konusu olduğu düşünülmez. Başlangıçta beklenenin nasıl bir şey olduğu açık olduğuna, her durumda aranan sonuca yakın olan öncüllerin yıkılması gerektiği düşünüldüğüne ve başlangıçta beklenen sonucun örtük olarak içerildiği bazı öncüllerde uzlaşmamak gerektiğine göre, biri ortaya koyduğumuz iddianın [thesis] zorunlu sonucu olarak böyle bir seyi öne sürer ve bunu yanlış yahut paradoks addederse, aynı şeyi söylemeli: Ortaya konan iddialardan zorunlu olarak cıkan sonuçlar zaten o iddiaların kendisine ait gibi görülürler. Dahası, tümel, bir adla değil de bir karşılaştırmayla ele alındığında, sorgulayanın bunu üzerinde anlaşıldığı ya da çürütme çoğu zaman buna bağlı olarak gerçekleşir. Eğer bunlar bertaraf edilirse, sonucun güzelce gosteli belirlenimlere göre ilerlemeli."
Pinhan Yayıncılık
··
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.