Öyleyse soru şudur: 'Bengidönüş', varoluşsal ve etik bir felsefi argüman mıdır; bir yazınsal metafor mu? Bir Bilimsel proje mi, yoksa Metafizik bir spekülasyon mu?
Hemen belirtmeliyim: 'Bengidönüş', Nietzsche için, metafizik bir anlam taşımaz. Zerdüşt, insanlara 'yeryüzüne bağlı kalmaları' için yalvarır: 'Yalvarırım size kardeşlerim' der, 'yeryüzüne bağlı kalın ve inanmayın size dünya ötesi umutlardan söz açanlara. . . '• Dolayısıyla, eskatolojik, öte-Dünya'sal bir
yorumu içermez. Dahası, kozmolojik bir düz yorumu da içermez. Keith An sell-Pearson'un belirttiği gibi, 'Bengidönüş'ün bir tür çevrimsel Zaman konsepti ile açıklanması, bizi sadece 'ezici bir fatalizm'e, 'her şeyin beyhudeliği'ne götürmekten öte bir anlam taşımaz4• Nietzsche'nin, kozmolojik yoruma hak verdirtecek sözleri yok değildir gerçi. Örneğin Zerdüşt'te, 'olan her şey yalan söyler' der Nietzsche, 'her gerçek eğridir; zaman bile bir çevrim'dir.'Bengidönüş'ün bir kozmolojik yorumu olamayacağını, ilk kez Georg Simmel dile getirmiştir. Bernd Magnus ve Alexander Nehamas da, Nietzsche'nin 'Bengidönüş' öğretisine bilimsel (kozmolojik) tutarlılık kazan dırma konusundaki çabasının, öğretinin, varoluşsal ve etik anlamda gerçek özüne aykırı düştüğü görüşündedirler.
Peki, Nietzsche 'Bengidönüş'ü, bir kozmolojik varsayım ya da bilimsel bir sav olarak nasıl bir önesürüşle temellendiriyor? Nachlass'da, Dünya'da, ya da sonlu bir uzam ve sonsuz bir zamanda, sınırlı bir güç nicelikleri (kuanta) olduğunu, henüz sonul bir aşamaya gelinmediğini, erke'nin sonsuz bir sürekliliği olduğunu ve korunduğunu, değişimin bengisel olduğunu, bütün olası güç kombinasyonlarının, bir zamanda gerçekleşmek zorunda bulunduğunu, ve bu güç konfigürasyonlarının, bengisel olarak geri dönüş zorunluluğuyla karşı karşıya bulunduğunu bildirir Nietzsche. Zaman'ın bir başlangıcı olmadığını ve bu güç niceliklerinin bengisel olarak geri dönen aynı konfigürasyonda kendilerini yinelemek zorunda olduklarını söyler.