Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Nietzsche, 1878'de, kendi deyimiyle "devlete bir göz attığı" zaman, ho­mo politicus'un zeka geriliği onu şaşkınlığa uğratır. Halka yönelik laf ebeli­ğindeki bolluğu gözlemlerken, Voltaire'in bir cümlesini hatırlar: "Ayaktakı­mı, akıl yürütme işine burnunu soktuğu zaman, her şey kaybedilir". Yaygın­laşan demokratikleştirme onu büyüler ve kafasına saplanıp kalır. Ve moder­nitenin siyaset dünyası -kumanda etmenin, hükmetmenin artık bilinmediği, hiyerarşik bağlılığın tüm itibarını kaybettiği, ulusal orduların insanlar ara­Sından en iyilerini heder ettiği, ulusçulukların acımasız düşmanlıklar doğur­duğu, barışçıllığından dolayı pörsümüş yumuşak ruhların, savaşçının çetin erdem'ini unuttukları dünya...- ona yaşamın özünde bulunan hiyerarşiye meydan okuyor gibi gelir. Modern devletin bunaklara özgü dönekliği içinde, yaşamın yüksek değerleri düşüştedir. Ve Nietzsche ona, yaşamın taşkınlığı­nın putperest bir esin gücüyle gürlediği, Alessandro Borgia'nın utanç verici günah şehri Vatikan'ı tercih eder.
Sayfa 156Kitabı okudu
·
79 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.