"Ezilen" kelimesinin altında ezilen bir inceleme...
Salpa : Kaçan , korkan , susan, korkan , korkmuş ,korkutulmuş ...
Salpa ve Kıvırcık ...
Konya'dan İstanbul'a kaçan iki gencin dramıdır "Salpa"...
Köyden kente ilerleyen yaşamın zorlukları altında ezilen Mehmet Salpa ve korkuyu bilmeyen Kıvırcık..
Yaşam ; kentle köy , işçi yöneten, zengin fakir , iyi kötü ikilemleri arasında gidip gelirken yaşamı hızla öğrenen ruhumuz , beynimiz de vardır. Çoğu insan yaşamın ağırlığı altında ezilir/ezdirilir.
Yasa,kanun, hukuk demeden insan sömürülür.
Yılmaz Güney'in kaleme aldığı "Salpa" adlı karakter ; kendini sorgulamayı düşünüp korkan , gerçeklerden kaçan ve kaçmanın korkuyu yok edeceğini zanneden bir kişilik. Ama Salpa korkunun , nereye giderse gitsin kendisiyle geleceğini nerden bilcekti ki ...
Yaşam durmadan kaçmayı , susmayı seven bireyleri doğurur. Bu doğurma kölelik / köleleştirme mi ..?
Kendi duyguları altında ezilen , eğer bir şeye çözüm getirip başaracaksa da yanındaki insanın yönlendirmesiyle ve varlığıyla başaracağını düşünen Salpa , korktuğu düşüncelerin ağırlığı altında ezildiğini bilecek miydi ya da bilecek mi ?
Sistemlerin dayattığı korkular yüzünden insanlardan kaçan , kendinden kaçan tiplemelerin eseridir "Salpa" ...
Kaçan hep kaçan ...
Kaçanlar bir gün kendilerine doğru koşacaklar mı/mıydı ?
...
"Umut, umutsuzluğun çiçeğidir. Hoş kokulu mavi bir çiçektir durmadan açan."
İnsan kendini sorgulayarak ve korkuyu yenerek ilerleyebilir.
Bütün cümleler sistemleri yıkmak için dile getirilmez çünkü asıl sistemlerin sürekliliğini , canlılığını ilerleten bizlerizdir. Dile getirilen tüm cümleler , tüm uyandırmalar biz köleler içindir.
İnsan çoğukez kendisinin kölesidir. Kitapta da dediği gibi
"Sağlıklı bir bilince sahip olunmadan, özgür olunabilir mi..?"
Özgür düşüncenin var olduğu yarınlara
umutla ,
sevgiyle...